Sunuş: Emperyalist rekabetin şiddetlendiği günlerde…
Madde, Diyalektik ve Toplum’un beşinci cildine başlamanın heyecanı ile bu ilk sayıda üç dosya sunuyoruz.
İlk dosyamız Ansiklopediler ve Aydınlanma başlığını taşıyor. Bu dosya ile tarihin çarkları aydınlanmadan yana dönmeye başlayınca bilginin nasıl devrimci bir araca dönüştüğünü ve bu şekilde yazılmış ansiklopedilerin geniş kitlelere ulaşmasının siyasi bir olay olduğunu üç yazının izin verdiği kadar açmaya çalışıyoruz. Söz konusu dosyayı hazırlarken Madde, Diyalektik ve Toplum’da yaptığımız işin de böylesi bir “ansiklopedi” yazımı olduğunun daha iyi ayrımına vardık. Alfabetik sırada sunulmasa da gerici bir dönemin içinde devrimci bir ansiklopedinin maddelerini oluşturuyoruz. Sosyalizmi tatmış, sonrasında gericiliğin içinde kalmış ama yeni bir sosyalizm dalgasına hazırlanılan bir toplumsal dönemde “emekçi sınıflara yaslanan bir ansiklopedi” olduğunu söyleyebiliriz Madde, Diyalektik ve Toplum’un.
Dosyanın Erhan Nalçacı tarafından kaleme alınan ilk yazısı Aydınlanma Mücadelesinde Diderot’un Ansiklopedisibaşlığını taşıyor, Büyük Fransız Devrimi’nin hazırlanmasında önemli bir rolü olan ve çok sayıda aydının katkısı ile çıkanAnsiklopedi’yi konu ediyor. Fırat Sözeri ve Gizem Batı ise Emekçi Sınıfların İlk Ansiklopedisi “Büyük Sovyet Ansiklopedisi” başlıklı yazılarında çalışmalarımızda kaynak olarak kullandığımız Büyük Sovyet Ansiklopedisi’ni tanıtıyorlar. Turgut Yıldız ise tersinden bir örneği inceliyor, ilerici bir sınıfa dayanmayan Wikipedia gibi ansiklopedilerin içerdiği bütün olanaklara rağmen ideolojik geriliklerinin kaynaklarını ortaya koyuyor.
İkinci dosyamız ise bugünlerde emperyalizm tarafından tekrar masaya konarak emekçi sınıfları tehdit eden nükleer silahların tarihi ile ilgili. Daha önce Madde, Diyalektik ve Toplum’un ikinci cildinde Manhattan Projesini ele almış ve ABD’nin atom bombasını geliştirme sürecini irdelemiştik.[1] Bu sayıda ise ABD’nin nükleer silah tehdidine karşı kısa bir sürede Sovyetler Birliği’nin atom silahlarını geliştirme sürecine eğiliyoruz. Ogün Eratalay ve Hasan Karabıyık iki ayrı yazı ile İkinci Dünya Savaşı sonrasında atom bombasının Sovyetler Birliği’nde nasıl üretildiğine ilişkin tarihsel verileri toparlıyor ve yorumluyorlar. Muzaffer Gül ise Emperyalizmin Meşruiyet Araçları: Atom bombaları Örneği başlıklı makalesinde emperyalizm tarafından nükleer silahların ve kullanılmasının nasıl meşrulaştırıldığını inceliyor.
Emekçi sınıfların bilim akademisi olarak Bilim ve Aydınlanma Akademisi’nin meslek hastalıkları ile ilgilenmemesi söz konusu olamazdı ve bu alanda çalışmak üzere geçen sene bir Meslek Hastalıkları Komisyonu kurulmuştu. Komisyonun ilk ürünü Madde, Diyalektik ve Toplum içinde bir dosya oldu.
Yücel Demiral Türkiye'de Meslek Hastalıkları Tartışmasına Katkı başlıklı makalesinde meslek hastalıkları olgusunu geniş bir toplumsal çerçeve içinde değerlendiriyor. Eda Mermi ise reel sosyalizmde meslek hastalıkları ile ilgili deneyim ve yaklaşımları değerlendiriyor. Dosyadaki Meslek Hastalığı Olarak Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı makalesi Zahide Çiler Büyükatalay tarafından yazıldı. Necati Çıtak ise COVID-19 pandemisini Engels’e dayanarak işçi sınıfı açısından tekrar ele aldı.
Bundan sonra da Madde, Diyalektik ve Toplum’da meslek hastalıkları dosyalarına yer vereceğimizi okurlarımıza ve yazı göndermek isteyenlere duyuralım.
Bu sayının söyleşisi ise Muzaffer Gül tarafından Halkın Bilim Tarihi kitabının yazarı, önemli bir ABD’li aydın ve bilim tarihçisi olan Clifford D. Conner ile gerçekleştirildi. Conner’ı yaşam öyküsü ve mücadelesi ile daha iyi tanıma şansı bulacaksınız. Madde, Diyalektik ve Toplum her sayısında yer verdiği söyleşilerle bir canlı tarih çalışması yapmaya ve bilim insanlarının yaşamını belgelemeye çalışıyor. Bu nedenle bu söyleşilerde ideolojik bir titizlik aramıyoruz ve katılmadığımız görüşleri de yansıtıyoruz. Örneğin, Conner’ın Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilk dönemi için kullandığı “postkapitalizm” kavramını hiç benimsemediğimizi ve tarihselci bulmadığımızı belirtmeliyiz.
Kitap tanıtımı söyleşi ile bir bütünlük oluşturuyor ve Conner’ın Halkın Bilim Tarihi kitabını kısaca ele alıyor. Bu kitap farklı bakış açısıyla bilim tarihi çalışmaları için ufuk açıcı bir tartışmayı bize sunuyor ve bilimde profesyonel olmayan emekçilerin bilime katkısını irdeliyor. Ancak Conner’ın birçok Batılı aydın gibi emperyalizmin yarattığı ideolojik girdaptan kurtulamadığını ve reel sosyalizm tarihini sınıf mücadeleleri tarihi olarak değerlendirmekten uzak düştüğünü görüyoruz.
Emperyalist rekabetin şiddetlendiği bugünlerde aydınlanma mücadelesinin önemi azalmıyor ve hatta daha önemli hale geliyor. Bütün okurlarımızla anlamlı ve direngen bir aydınlanma mücadelesinde daha fazla bir araya gelme ve bütünleşme dileğiyle…
Madde, Diyalektik ve Toplum Yayın Kurulu
[1] Akay, G. G., & Nalçacı, E. (2019). Savaşın Hizmetinde Bilim: Manhattan Projesi. Madde, Diyalektik ve Toplum. 2(3): 209-218