Sunuş: Bilim Felsefesi Sınıf Mücadelelerinden Bağımsız Değil
2018 yılında yola çıkan Madde, Diyalektik ve Toplum’un bu sayısı ile dördüncü yılını tamamlıyoruz. Yayımlanmaya başladığı ilk günden itibaren içinden geçtiğimiz gericilik döneminde bir dağ gibi karşımıza yığılmış metafizikle, felsefe ve bilimde hiç gitmeyecekmiş gibi yer etmiş idealizmle mücadele ettik, bu yığıntının bir ucundan tutup ayıklamaya çalıştık. Bu çabanın Türkiye’de emekçi sınıflara yaslanan aydınlanma mücadelesinde önemli olduğunu düşünüyoruz.
Bu yılın son sayısında daha önceki ciltlerde olduğu gibi ilk dosyamızı Bilim ve Aydınlanma Akademisi’nin Yaz Okulu’na ayırdık. Bu yılki yaz okulunun teması ilk dosyamızın da başlığını oluşturdu: 20. Yüzyılda Sınıf Mücadeleleri ve Bilim Felsefesi
Özellikle geçen yüzyılda etkin olan bilim felsefecileri günümüz bilim insanlarının, onları bilsin veya bilmesinler, zihinlerinde bir gedik açarak yerleşmiş bulunuyor. Bu felsefeciler kendi çağlarından, sınıf mücadelelerinden, toplumsal hareketlerden bağımsız iyi niyetli ve zeki düşünürler olarak tanınıyorlar. Bu dosyada bunun böyle olmadığını, siyasetten, sınıf mücadelelerinden, egemen sınıfın gereksinimlerinden bağımsız bir bilim felsefesi olmadığını göstermeye, bu isimlerin belli başlılarındaki motivasyon ve idealizmi deşifre etmeye çalıştık.
Dosyanın ilk yazısı 20. Yüzyılda Sınıf Mücadeleleri, Bilim Felsefesi ve Kuhn’un Bilimsel Devrimlerin Yapısı başlığı ile Erhan Nalçacı tarafından yazıldı. Makale geçen yüzyıldaki sınıf mücadelelerini dönemlendirmeye ve bilim felsefesindeki motivasyonları bu dönemlendirme içine yerleştirmeye çalışıyor. Ayrıca Kuhn’un Bilimsel Devrimlerin Yapısı başlıklı kitabını sınıf mücadeleleri bağlamında ele alıyor.
Geçen yüzyılda başlıca öznel idealist bir felsefe olan mantıksal pozitivizmin ise tarihsel bir çerçeve içinde iki ayrı makalede eleştirel bir çözümlenmesi sunuluyor. İlki Kıvanç İbrahim Ünlütürk tarafından kaleme alınan Analitik Felsefeden Mantıksal Pozitivizme, Analitik Mantığın Diyalektik Eleştirisi, diğeri ise Zelal Özgür Durmuş tarafından yazılan Mantıksal Pozitivizm ve Eleştirisi.
Sercan Kabakçı Madde, Diyalektik ve Toplum’un 2. cildinde Karl Popper’ın bilim felsefesini ve yanlışlamacılığını ele almıştı. Şimdi bunun devamı sayılacak, Karl Popper’in Tarihçilik Eleştirisi başlıklı makalede Marksizm düşmanlığını farklı bir yönüyle inceliyor.
Mehmet Ali Olpak ve Oğuz Şavk ise Imre Lakatos’un Yaşamı ve Yöntemi başlıklı makalelerinde Lakatos’un çalkantılı yaşamında neden gerici bir kampa yanaştığının ipuçlarını tarihin içinde arıyorlar.
Tarih içinde farklı saiklerle yola çıkan ama sonra liberalizm ve anti-Marksizm’in başlıca üreticilerinden, bugün de sosyal bilimler üzerinde önemli bir etkisi olan Frankfurt Okulu sürecini Endam Köybaşı irdeliyor: Frankfurt Okulu’na ve Temel Önermelerine Eleştirel Bir Bakış.
Tolga Binbay ise 3. ciltte ele aldığımız Freud dosyasına psikanalizin etkisini 20. yüzyılda sınıf mücadeleleri bağlamında ele alarak katkı yapıyor: Psikanalitik Teori 20. Yüzyılda Neden ve Nasıl Etkili Oldu?
Bu sayıda ikinci dosyamız ise Reel Sosyalizm ve Bilim başlığında oluşturuldu. Geçen dört yıl içinde reel sosyalizmin kazanımları ve deneyimlerine mümkün olduğu kadar yer vermeye çalıştık. Bu dosya içinde Sosyalist Gelecek ve Planlama çalıştaylarına sunulan bildirilerden makale haline getirilen üç çalışmaya yer veriliyor.
Zuhal Okuyan Sovyetler Birliği’nde Ekoloji ve Çevre-Tarihsel Bir Çerçeve başlıklı makalesinde Sovyetlerde çevreye hiç önem verilmedi karalamasına karşı önemli veriler sunuyor. Onur Güngör ise yine benzer bir karalama olan, Sovyetler bilgisayar teknolojilerinden yoksundu karalamasına karşı sibernetiğin gelişimini tarih içinde ele alıyor: SSCB’de Sibernetiğin Gelişimi ve Ekonomik Planlamaya Uygulama Girişimleri. Ayrıca bu makalede Bilim ve Aydınlanma Akademisi’nin 2019’da Moskova’da gerçekleştirdiği Arşiv ve Kütüphane Gezisi esnasında Bilimler Akademisi Arşivi’nden çıkartılan bir belgeye yer veriliyor. Reel Sosyalizm Deneyiminde Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri başlıklı makale ise Mustafa Güven tarafından kaleme alındı, ağız ve diş sağlığı alanında daha önce Türkiye’de yayınlanmamış verileri derliyor.
4. sayının söyleşisini ise Bahar Yıldız Prof. Dr. Murat Türkeş ile yaptı ve iklim değişikliği karşısında ne yapmalı sorusu etrafında Murat Türkeş hocanın deneyimlerini ele alıyorlar.
Kitap Tanıtımı bölümünde ise Gizem Gül bu yıl kaybettiğimiz değerli biyolog Richard Lewontin’in de yazarları içinde olduğu Genlerimizden İbaret Değiliz: Biyoloji, İdeoloji ve İnsan Doğası’nı tanıttı. Yıllarca ABD’de ırkçılığa ve biyolojik belirlenimciliğe karşı mücadele eden yazarları bu şekilde saygıyla anmış olduk.
Artık 21. yüzyılın içindeyiz ve sınıf mücadeleleri bilimi ve felsefeyi belirlemeye devam ediyor. Tüm okuyucularımızın yeni yılını kutlarken saflarımızı güçlendirme çağrımızı yeniliyoruz.
Madde, Diyalektik ve Toplum Yayın Kurulu