Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde Şarbonla Mücadele

Fight against Anthrax in the Union of Soviet Socialist Republics

Iraz Akış
Doç.Dr., İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Veteriner Fakültesi
Özet
SSCB'de zoonoz hastalıklarla mücadele hem halk sağlığı hem de veteriner hizmetleri çerçevesinde önemli bir başlık olarak ele alınmıştır. Şarbon ise bölgedeki yaygınlığı nedeniyle birincil olarak önem verilen zoonoz hastalıklardan olmuştur. Bu makalede, SSCB'de şarbon hastalığının sık görüldüğü Ukrayna, Kazakistan ve Azerbaycan örneklerine ait veriler değerlendirilmiştir. Bu veriler doğrultusunda; hastalıkla mücadelede önemli dönüm noktaları olan; devrimin ilk yılları, tarımda kolektivizasyon dönemi, İkinci Dünya Savaşı, savaş sonrası dönem ve çözülüşün etkileri ele alınmıştır. 20. yüzyılın başında Çarlık Rusyası'nda yılda ortalama 50 bin hayvanın ve 15 bin insanın şarbona yakalandığı bildirilmektedir. 1917 Ekim Devrimi'nin ardından 1920'li yıllarda başlayan şarbon mücadelesinin sonuçları bu oranları hızla düşürmüştür. Tarım ve Sağlık Bakanlıklarının işbirliğinde Sovyetler Birliği'nin çözülüşüne değin sürdürülen denetim sistemi, insan ve hayvan sağlığı açısından önemli ilerlemeler sağlamıştır. Ancak bölgenin ekolojik özellikleri, hayvancılık faaliyetlerinin gelişimine bağlı koşullar ve II. Dünya Savaşı gibi uluslararası faktörler hastalık denetim ve kontrol mekanizmalarını da etkilemiştir ve geçen yüz yıl boyunca hastalığın dağılımı ve ortaya çıkışında dalgalanmalar yaşanmıştır. Salgın hastalıkların zaman ve mekân içindeki dağılımlarının incelenmesi, günümüzdeki mücadele yöntemleri için veritabanı sağlamaktadır. Sovyetler Birliği'ndeki çeşitli örneklerin derlenmesi ise tek ülkede sosyalizm koşullarında halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi alanındaki deneyimleri sunmaktadır.

Anahtar kelimeler: şarbon, SSCB, epidemiyoloji, halk sağlığı, veteriner hizmetleri
Abstract
The fight against zoonoses in the USSR was an important topic within the framework of public health and veterinary services. Anthrax was considered as a primary concern because of its prevalence in the region. In this article, the data from Ukraine, Kazakhstan and Azerbaijan, where anthrax was common in the USSR, were evaluated. According to these data, effects of important turning points in the fight against the disease were described; which are the first years of the revolution, the period of collectivization in agriculture, the effects of the Second World War, the post-war period and dissolution. In the beginning of the 20th century, an average of 50 thousand animals and 15 thousand people was infected with anthrax in the Tsarist Russia. The results of anthrax struggle that began in the 1920s following the October Revolution rapidly reduced these rates. The control and surveillance system cooperated by the Ministries of Agriculture and Health, which continued until the dissolution of the Soviet Union, made significant progress in terms of human and animal health. However, ecological characteristics of the region, conditions related to the development of livestock breeding and international factors such as World War II have affected the disease control mechanisms and have emerged fluctuations in the distribution and emergence of the disease in the last century. Spatio-temporal analysis of epidemics provides a database for the current methods of struggle. The review of various examples in the USSR offers experiences in the protection and development of public health in the context of socialism in one country.

Key words: Anthrax, USSR, epidemiology, public health, veterinary services

GİRİŞ

Hayvanlardan ve hayvansal ürünlerden insana bulaşan (zoonoz) hastalıklarla mücadele, halk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde (SSCB), kuruluş aşamasından itibaren zoonoz hastalıklarla mücadele, hem halk sağlığı hem de veteriner hizmetleri çerçevesinde önemli bir başlık olarak ele alınmıştır. Şarbon ise bölgedeki yaygınlığı nedeniyle birincil olarak önem verilen zoonoz hastalık olmuştur. 20. yüzyılın başında Çarlık Rusyası'nda yılda ortalama 50 bin hayvanın ve 15 bin insanın şarbona yakalandığı ve insan vakalarının %25'inin ölümle sonuçlandığı bildirilmektedir (Cherkasskiy, 1999).

SSCB sınırları içinde, hem doğal hem de insan kaynaklı etkenler nedeniyle şarbon hastalığının endemik olarak görüldüğü bölgeler bulunmaktadır. Toprak içeriğinin alkali olması, uzun süren kuraklıkların ardından yağışlı dönemlerin görülmesi, toprak kayması gibi doğal etkenler şarbon sporlarının toprakta uzun süre canlı kalmasını ve kolay yayılmasını sağlamaktadır.

İnsan kaynaklı etkenler olarak tanımlanan; toprak ıslahı, meraların tarıma açılması, kazı işlemleri gerektiren otoyol, demiryolu, kanal ve sanayi tesisi inşaatları  şarbon sporlarının yayılmasında etkili olmaktadır.

Bakterinin dayanıklılığı ve çevre koşullarının hastalığın ortaya çıkışı ve dağılmasındaki rolü nedeniyle şarbonla mücadele SSCB'nin her zaman gündeminde olmuştur. Bu makalede Ekim Devrimi'nden çözülüşe kadar geçen süre zarfında farklı dönemler, insanlardaki ve çiftlik hayvanlarındaki şarbon salgınlarına etkileri üzerinden değerlendirilmiştir.

ŞARBON HASTALIĞI

Şarbon hastalığı başlıca sığır, koyun ve keçi türlerinde görülen ve insanlara da bulaşan zoonoz bir hastalıktır. Hastalığın etkeni Bacillus anthracis adı verilen bir bakteridir. Bu bakteri vücut dışında doğal koşullarda onlarca yıl canlı kalabilen sporlar oluşturur. Bu nedenle toprak ve meralar önemli bir enfeksiyon kaynağıdır (Arda ve ark., 1999).

Hastalık bulaşma yollarına göre sindirim sistemi, akciğer ve deri formu şeklinde ortaya çıkar. Uygun şekilde tedavi edilmediğinde etkenin kan dolaşımına girmesi sonucunda ölüme yol açabilir. Şarbon; etkeni bulunduran çiğ ya da az pişmiş et tüketimi, bütünlüğü bozulmuş derinin hastalıklı hayvanın etiyle teması, post ve yapağıda bulunan sporların solunması ile bulaşır (Arda ve ark., 1999).

A- Tarihçe

Antik kaynaklar şarbonun tarihteki en eski bilinen hastalıklardan olduğuna işaret etmektedir.  Hastalığın bilimsel olarak tanımlanması ise 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. Avrupa'daki sanayileşme ile birlikte, şarbon özellikle toynak, post ve yün işlenen atölyelerde görülmeye başlamıştır. 1844 yılında çobanlar, kasaplar, yün ve tabaklama işçileri açısından bir meslek hastalığı olarak tıp literatüründe yerini almıştır (Levin, 2014).

Şarbon hastalığı bir bakterinin yol açtığı keşfedilen ilk enfeksiyöz hastalıktır. Ferdinand Cohn etkeni Bacillus anthracisolarak isimlendirmiş ve spor oluşturduğunu tespit etmiştir. Ardından yürütülen çalışmaların sonucunda Robert Koch bakteri kültürünü oluşturmuş, Louis Pasteur ise 1881 yılında ilk şarbon aşısını geliştirmiştir (Arda ve ark., 1999; Levin, 2014).

B- Coğrafi dağılım

Şarbon, günümüzde Antarktika haricinde tüm kıtalarda görülmektedir; ancak Orta ve Güney Amerika, Sahra Altı Afrika, Orta ve Güneybatı Asya, Güney ve Doğu Avrupa ve Karayipler daha yaygın olarak rastlandığı coğrafyalardır (OIE, 2018). Kanada ve ABD'de çok nadir görülmekle birlikte; Batı Afrika ülkeleri, İspanya, Yunanistan, Türkiye, Arnavutluk, Romanya, Doğu Avrupa'nın bazı bölgeleri ve Orta Asya'da hala önemli bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendirilmektedir (Levin, 2014).

1990'lı yıllarda dünyadaki vakaların % 11-15'i Rusya'da ortaya çıkmıştır (Cherkasskiy, 1999). Geçmişte Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği'nde de, ekolojik özelliklerin etkisiyle hastalığın yaygın olarak görüldüğü ve salgınlar halinde seyrettiği bildirilmiştir (Levin, 2014).

SSCB TARİHİNDE ŞARBONLA MÜCADELEDE ÖNEMLİ DÖNEMLER

SSCB Çarlık Rusyası'ndan kötü bir miras devralmıştır. Kaynaklar imparatorlukta büyük salgınların olduğuna işaret etmektedir. 1649 yılındaki bir salgının ardından Çar Aleksey hayvan karkaslarının Moskova sokaklarına bırakılmasını yasaklamış ve hastalığın imparatorlukta endemik olduğu ilan edilmiştir (Levin, 2014).

1900-1912 yılları arasındaki verilere göre; çiftlik hayvanlarında yılda 40-60 bin vaka (toplam 623.500 vaka) ortaya çıkarken, insanlarda yılda 11.600-19.800 vakanın gözlemlendiği ve hastalığa yakalanan insanlarda ölüm oranının %25 düzeyinde olduğu bildirilmiştir. 1903 yılındaki insan vakalarının %36,4'ü Ukrayna'nın güneydoğu bölgesindedir (Korotich ve Pogrebniak, 1976). Hastalığın yaygın olarak görüldüğü diğer bölgeler de Orta Asya Cumhuriyetleri'dir. Endemik bölgelerin yıllar içinde değişmediği 1991 verilerinden de anlaşılmaktadır. Bu verilere göre; SSCB’deki insan vakalarının % 85’i Tacikistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan'da ortaya çıkmıştır (Cherkasskiy, 1999).

Kuruluş döneminden 1991 yılında SSCB'nin çözülüşüne kadar giden süreçte şarbonla mücadele Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığının ortak faaliyet gösterdiği başlıca konulardan olmuştur. 70 yıllık Sovyet deneyimi boyunca hastalığın ortaya çıkışı ve dağılımında dalgalanmalar yaşanmıştır. Bu dalgalanmalara karşın 1980'li yıllara gelindiğinde insanlarda görülen vaka sayısının kuruluş dönemine kıyasla 24 kat azaldığı bildirilmektedir (Velimirovic, 1984). Hastalığın seyrini etkileyen faktörler dikkate alındığında şarbonla mücadele; 1917 Ekim Devrimi, tarımda kolektivizasyon dönemi, II. Dünya Savaşı, savaş sonrası dönem (1950-1970) ve çözülüş olmak üzere beş farklı dönem altında incelenebilir.

A- Ekim Devrimi Sonrası İlk Müdahaleler

Ekim Devrimi'nin ardından çiftlik hayvanlarında görülen hastalıklar için bir izleme sistemi kurulmuştur. Bu sistem çerçevesinde zoonozlara, özellikle de şarbona odaklanılmıştır. Şarbon görülen bölgelerin tespiti ve kayıt altına alınması ile insan ve hayvanlarda görülen her vaka ve salgının bildirimi zorunlu hale getirilmiştir. Sistemin güçlendirilmesi amacıyla Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ortak çalışmalar yürütmüş ve ortak kuralları devreye sokmuştur. Bu kurallar doğrultusunda, geçmiş ve güncel şarbon alanlarına ait veteriner ve beşeri epidemiyoloji kayıtları birlikte tutulmaya başlanmıştır (Korotich ve Pogrebniak, 1976; Cherkasskiy, 1999).

Şarbonla mücadele kapsamında 1920’li yıllarla birlikte kitlesel aşılama kampanyaları başlatılmıştır. Devlet idaresinde yürütülen aşılamanın hızla yaygınlaştırılmasındaki en önemli etken ortaya çıkan salgınlar olmuştur. Örneğin 1923-24 yıllarında Ukrayna'da 20 binden fazla çiftlik hayvanının etkilendiği salgına yanıt olarak 1924-25 yıllarında sadece Ukrayna'da 2 milyondan fazla hayvan aşılanmıştır. SSCB'de yerli şarbon aşısı 1930'lu yıllarda geliştirilmiş, insanlarda 1940 yılında kullanılmaya başlanmıştır (Shlyakhov ve Rubinstein, 1994). Tekrarlı koruyucu aşılama ise 1953’te zorunlu hale gelmiştir (Korotich ve Pogrebniak, 1976; Tretyakov, 1973).

Hastalığın kayıt altına alınması ve aşı kampanyaları sonucunda hastalığa yakalanma ve hastalık nedeniyle ölüm oranları 1930’larda yarı yarıya düşmüştür. Fakat aynı yıllarda Kazakistan, Azerbaycan gibi Orta Asya Cumhuriyetleri’nde oranların hala yüksek seyrettiği, Çarlık Dönemi'ne benzer şekilde binlerce hayvan ve insan vakasının görüldüğü bildirilmektedir (Levin, 2014).

B- Tarımda Kolektivizasyon Dönemi

SSCB tarihinde, şarbon salgını görülen yeni bölge sayısında iki önemli yükseliş dikkat çekmektedir. Ukrayna'nın geçmiş verilerine göre (Şekil 1), bunlardan ilki 1937 yılında 325 yeni bölge ile tepe noktasına ulaşan 1930'ların ikinci yarısındaki yükseliştir ve tarımda kolektivizasyonun sonuçlarının alındığı döneme denk gelmektedir. İkincisi ise II. Dünya Savaşı'nın ardından 821 yeni bölgede şarbon salgının bildirildiği 1946-1947 yıllarıdır (Bezymennyi ve ark., 2014).

[Şekil 1. Ukrayna'da geçmiş dönemde (1913-1978) ve yakın dönemde (1979-2012) şarbon salgının ilk defa bildirildiği bölgelerin yıllara göre dağılımı (Bezymennyi ve ark., 2014)]

Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin 1927 yılının Aralık ayında toplanan 15. Kongresi'nde, merkezi planlamayı ekonominin temeline yerleştiren ilk beş yıllık planın yürürlüğe girmesi ve tarımda kulak sınıfının tasfiye edilerek, küçük köylü işletmelerinin birleştirilmesiyle kolektif çiftlikler kurulması karar altına alınmıştır (Önal, 2017) . 5 Ocak 1930 tarihinde ise Tarımda Kolektivizasyon Yasası çıkmıştır. 1937 yılında, ikinci beş yıllık planın sonlarına gelindiğinde sosyalist mülkiyet içerisinde yer alan fabrikalar, işletmeler, yakıt maddeleri, ulaştırma kurumları, hammaddeler, toprak ve gayrimenkul, ormanlar ve hayvanların sayısının ülkenin üretim fonunun % 98,7’sine ulaştığı görülmektedir (Volin, 2004).

Bu dönemde tarımsal kalkınmada önemli gelişmeler yaşanmış, tarımda makineleşme yaygınlaşmış, tarımsal üretimin verimi yükseltilmiştir. Ancak aynı dönem şarbon hastalığı açısından riskleri arttıran faktörlerin de öne çıkmasına neden olmuştur. Tarımda kolektivizasyon hamlesiyle çiftlik hayvanlarının ülke içinde yeniden dağılımı ve kolektif çiftliklerde yoğunlaşmaları bu faktörler arasında sayılabilir (Robinson ve Milner-Guiland, 2003). Hayvan hareketlerindeki artış hastalık etkeninin daha hızlı yayılmasına yol açarken, çok sayıda hayvanın belli alanlarda yoğunlaşması, salgınların patlak vermesine neden olmuştur. Hem siyasal hem de ekonomik açıdan SSCB tarihindeki en önemli atılımlardan biri olan tarımda kolektivizasyon hamlesi, henüz mikrobiyoloji ve ekoloji bilim alanlarının etkenle mücadele konusunda bütünlük oluşturmadığı bir döneme denk gelmiştir. Şekil 1'de salgın sayısının 1937 yılında tepe noktasına ulaştıktan sonra düşüşe geçtiği görülmektedir.

C- II. Dünya Savaşının Etkileri

SSCB tarihinde, şarbon salgınlarının çok sayıda yeni bölgede (821 bölge) ortaya çıktığı ikinci dönem 1946-47 yılları yani II. Dünya Savaşının hemen sonrasıdır. Bu durumda, 1939-1945 yılları arasında süren savaşın etkilerine dikkat çekmek gerekmektedir. Bu yıllara ait verilere bakıldığında savaşın sadece işgal atındaki bölgelerde değil, ülkenin genelinde şarbon salgınları üstünde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Toprakları işgal altında olan Ukrayna'nın verilerinin (Bezymennyi ve ark., 2014) Kazakistan'la benzer olduğu görülmektedir (Kracalik ve ark., 2011).

Savaş, şarbonla mücadeleyi birkaç yönden sekteye uğratmıştır. 1920'li yıllardan itibaren Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda yürütülen kontroller yapılamaz hale gelmiştir. Salgın çıkan yerlere müdahale edilememiştir ve bunun sonucunda hem etkene ait sporların yayılması, yıllarca toprakta kalması mümkün hale gelmiş hem de bölgedeki hayvanlar arasında hastalığın dağılımı hızlanmıştır. Savaş boyunca hastalık bildirimleri yapılamadığı gibi, geçmiş kayıtlar da kaybolmuştur (Zaviriuha ve ark., 1979).

Önemli bir etken de 1941 yılında gerçekleşen cephe gerisine tahliyedir. Bu dönemde ülkenin doğusuna doğru tahliye edilen yalnızca tesisler olmamıştır. Yaklaşık 2,4 milyon büyükbaş hayvan, 5,1 milyon keçi ve 800 bin at cephe bölgesinden doğuya doğru, komsomol üyesi genç kadınlar tarafından sürülmüştür (Züganov, 2010). Bu hayvan hareketi, şarbon etkeninin yayılmasında ve yeni salgınların ortaya çıkmasında etkili olmuştur.

D- Savaş Sonrası Dönem

II. Dünya Savaşı kaybedilen insan sayısı, yıkılan kentler ve ülkenin kalkınmasına vurulan darbe kadar, salgın hastalıkların toplum sağlığını tehdit etmesiyle de yıkıcı etkilerini ortaya koymuştur. Kazanılan zaferin ardından ülkenin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalarda şarbonla mücadele de yeniden gündeme alınmıştır.

1953 yılında, yıllık koruyucu aşılama kampanyası başlamış ve duyarlı çiftlik hayvanlarına profilaktik amaçlı aşı uygulanmıştır. Aşılamanın yanı sıra daha etkili dekontaminasyon yöntemleri devreye sokulmuştur. Bu tarihten itibaren şarbondan ölen hayvanların gömülmeyip yakılması karar altına alınmıştır (Tretyakov, 1973).

SSCB'de 1950’lerde yılda birkaç bin hayvan vakası ve yaklaşık bin insan vakası görüldüğü bildirilmektedir. 1953 yılında başlayan aşılama kampanyaları, 1960'lı yıllarda sürmüş ve bu yıllarda yılda 10 milyondan fazla hayvan ve 2 milyondan fazla insan Sovyet STI aşısı ile aşılanmıştır (Levin, 2014).

Çiftlik hayvanlarına yönelik aşılama yaklaşımının yenilenmesi ve salgınlara müdahale konusunda daha etkili yöntemlerin uygulanması sonucunda  1950’lerin sonu ile 1970’lerin başı arasında şarbon bildirilen bölge sayısı düşüşe geçmiştir ve düşüş günümüze kadar sürmüştür (Bezymmenny ve ark., 2014).

E- Bakir toprakların tarıma açılması (Kazakistan örneği)

SSCB tarihinde şarbon salgınlarının dikkat çekici şekilde yükselişe geçtiği başlıca iki dönem olduğunu, bunlardan ilkinin tarımda kolektivizasyon döneminin, ikincisinin ise II. Dünya Savaşı'nın ardından geldiğini belirtmiştik. Ancak Kazakistan örneğine bakıldığında ülke genelinden farklı olarak 1960'ların ortasında salgınların önemli derecede arttığı istatistiklere yansımaktadır (Şekil 2).

[Şekil 2. Kazakistan'da çiftlik hayvanlarında ortaya çıkan salgın sayısının yıllara göre dağılımı (Kracalik ve ark., 2011)]

Salgınlardaki artış, 1954-1955 yıllarında yürütülen Bakir Topraklar Projesi'ni takip eden yıllara denk gelmektedir. Projenin devreye girmesiyle başlayan artış, 1965-1968 yılları arasında tepe noktasına ulaşmıştır. 1954-1968 yılları arasında bir yılda bildirilen salgın sayısı 40'tan 220'ye çıkmıştır (Abdrakhmanov ve ark., 2017).

Bakir topraklar projesi kapsamında 1954-55 yıllarında 33 milyon hektar toprak tarıma açılmıştır. Yüzyıllardır şarbon hastalığının endemik olarak ortaya çıktığı bu coğrafyadaki yaygın tarım faaliyetlerinin topraktaki şarbon sporlarının hareketini ve rüzgarla dağılımını arttırmış olması bu salgınları açıklar niteliktedir (Adamovich ve Nikonov, 1970). Aynı dönemde 2 milyondan fazla insan farklı bölgelerden Kazakistan’a gelmiştir. 1941-1961 yılları arasında küçükbaş ve domuz sayısının dört kat arttığı bildirilmektedir (Abdrakhmanov ve ark., 2017).

Kazakistan verilerine bakıldığında, proje öncesi durumun ülkenin geneliyle uyumlu olduğu görülmektedir. Hastalığın Kazakistan'daki seyri üç dönem altında değerlendirilebilir. Bunlardan ilki 1933-1953 yılları arasındaki, hayvan sayısının ciddi boyutlarda arttığı dönemdir. 1941 yılında 3,3 milyon olan sığır sayısı, 1951 yılına gelindiğinde 4,5 milyon başa çıkmıştır. Hayvan sayılarındaki artış ve İkinci Dünya Savaşı'nın etkilerinin ülke genelindeki yansımaları 30'lar ve 40'lardaki salgın artışını açıklamaktadır. 1954-1968 yılları arasındaki dönem, yukarıda ele alınan Bakir Topraklar Projesi'nin etkilerinin gözlemlendiği dönem olarak öne çıkmaktadır. 1969-1983 yılları arasındaysa hastalıkla mücadelede kazanımlar ortaya çıkmıştır. Bu dönemde 1961 yılında başlayan kitlesel aşılama ve veteriner denetiminin sonuçları alınmaya başlanmıştır. Takip aşısı ise 1981’de kullanılmaya başlanmıştır (Abdrakhmanov ve ark., 2017). Orta Asya Cumhuriyetleri'nde şarbonla mücadelede olumlu sonuçların daha geç alındığı görülmektedir. Bunun nedenlerinden biri, bölgede geleneksel tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin terk edilerek, merkezi planlama çerçevesinde denetimli bir şekilde yürütülmeye başlamasının daha uzun bir zamana yayılmasıdır. Bir diğer önemli faktör de ekolojik özelliklerdir. Örneğin, Kazakistan'ın orta bölgesi çöl yapısı nedeniyle sporların uzun süreli hayatta kalması için uygun değilken; güney, kuzey ve doğu bölgeleri organik maddesi yüksek ve alkali toprakları içerdiğinden sporların onlarca yıl dayanmasına elverişli bir ortam oluşmaktadır (FAO, 1978; Van Ness, 1971).

F- SSCB'nin Çözülüşü

Ekim Devrimi'nin hemen ardından başlayan şarbon mücadelesi yıllar içinde olumlu sonuçlarını vermiştir. 1980'li yıllara gelindiğinde ülke genelinde vaka ve salgın oranlarının çok düşük seviyelere çekildiği görülmektedir. 1991 yılındaki çözülüşün ardından ortaya çıkan salgın artışı geçmiş yıllarla kıyaslanmayacak düzeyde olsa da, ülke ve dünya genelinde şarbon hastalığının genel seyri dikkate alındığında, çözülüşün halk sağlığını tehdit eden yanını ortaya koyması açısından önemlidir. Azerbaycan'daki insan vakaları (Şekil 3) ve çiftlik hayvanlarındaki salgın sayıları (Kracalik ve ark., 2014) ve Ukrayna'daki salgınlara (Bezymennyi ve ark., 2014) ait veriler, benzer şekilde her iki ülkede de 1990'ların ortasında keskin artışlar olduğuna işaret etmektedir. Azerbaycan'da deri şarbonu vakalarındaki hızlı yükseliş, 1996 yılında başlayan, çiftlik hayvanlarına yönelik önleyici aşı uygulamalarıyla durdurulabilmiştir (Kracalik ve ark., 2014).

[Şekil 3. 1984-2010 yılları arasında insanlardaki deri şarbonu vakalarının yıllara göre dağılımı (Kracalik ve ark., 2014)]

Sosyalist sistemin çözülüşünün, birkaç farklı mekanizma üzerinden şarbon hastalığında artışa yol açtığı görülmektedir. Bunlar başlıca sağlık sistemi ve hayvancılık yöntemlerinde değişim olarak değerlendirilebilir.

Halk sağlığı açısından çok önemli olan Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığının ortak programlarının çözülmesi şarbon başta olmak üzere tüm zoonozların toplumu tehdit etmesine yol açmıştır. Sosyalist sağlık sisteminin ortadan kalkması; hastalık takip ve kontrol sistemlerinde bütçe kesintisi ve veteriner denetimlerinde azalma ile sonuçlanmıştır. Toplum sağlığındaki gerileme sadece şarbon gibi zoonoz hastalıklarda değil, difteri gibi aşıyla önlenebilir hastalıklarda da ciddi artışa yol açmıştır (Kracalik ve ark., 2014).

Bir diğer önemli yapısal değişiklik isehayvancılığın özelleştirilmesi ve dekolektivizasyon olarak ortaya çıkmıştır. Bu süreç; aşılama oranlarında düşüş ile denetimsiz kesim ve et satışları gibi risk faktörlerinin devreye girmesine yol açmıştır. Sovyetler Birliği’nde hayvan sağlığı kontrolleri devlet denetiminde ve zorunluyken; hayvancılık faaliyetlerinin kolektif çiftliklerden özel çiftliklere geçmesi, bu çiftliklerde hayvan sağlığının yeterince gözetilmemesiyle sonuçlanmıştır (Hotez ve Alibek, 2011). Hayvan sahipleri aşılama ve denetim faaliyetlerine bütçe ayırmak istememektedir ya da ayıracak bütçeleri bulunmamaktadır (Alimardanov, 2006).

Çözülüşün ardından şarbon dışında; bruselloz, kistik ekinokokkoz gibi pek çok zoonoz hastalıkta artış olduğu Kazakistan, Azerbaycan ve Kırgızistan'a ait verilerle ortaya konmuştur (Kracalik ve ark., 2014).

SONUÇ

Sovyetler Birliği'nde şarbon hastalığı, kuruluştan itibaren önemli bir halk sağlığı ve veteriner sağlık sorunu olarak tanımlanmış ve denetim mekanizmaları yürürlüğe sokulmuştur. Kurumlar arası koordinasyonun verdiği güçle, tarih boyunca şarbon hastalığının en yaygın olduğu coğrafyada kurulan sosyalizm, ilk yıllarından itibaren Çarlık dönemine kıyasla çok önemli bir ilerleme sağlamıştır.

70 yıllık Sovyet deneyiminin geneline bakıldığında şarbon salgını oranlarında ciddi düşüşler gözlenmekle birlikte; ulusal ve uluslararası faktörler, ekolojik dezavantajlar, şarbon etkeninin etiyolojisine dair bilimsel verilerin eksikliği gibi nedenler şarbonla mücadelede dalgalanmalara yol açmıştır.

Kuruluş döneminin siyasi ve ekonomik öncelikleri tarım ve hayvancılığın geliştirilmesine katkı sağlamış ancak bahsi geçen olumsuz koşullar nedeniyle hastalığın kontrol altına alınmasını güç hale getirmiştir. Şarbonla mücadele açısından bir diğer etken II. Dünya Savaşı olmuştur.  Sovyetler Birliği’ni her açıdan büyük bir yıkımla karşı karşıya getiren II. Dünya Savaşı zoonoz hastalıklar açısından da halk sağlığına önemli bir darbe anlamına gelmiştir.

Merkezi planlama sayesinde, bu zor koşullar karşısında ülkenin tarım ve hayvancılığı gelişirken, zoonoz hastalıklarla mücadelede 1960’lar itibariyle önemli sonuçlar alınmıştır. Şarbon vaka ve salgın sayıları düşüşe geçmiş ve gerileme SSCB'nin çözülüşüne kadar sürmüştür. Sosyalist bir ülkede salgın hastalıkların eradikasyonu temel hedeflerden biridir, ancak dış faktörler kadar, şarbon etkeninin doğal koşullar karşısındaki dayanıklılığı da şarbonla mücadelenin tamamlanmasına izin vermemiştir. Sovyet iktidarının ömrü; ekonomik, siyasal ve ekolojik nedenler ile bilimsel gelişmelerin düzeyi itibariyle Bacillus anthracis'i ortadan kaldırmaya yetmemiştir.

KAYNAKLAR

Abdrakhmanov, S.K., Mukhanbetkaliyev, Y.Y., Korennoy, F.I., Karatayev, B.Sh., Mukhanbetkaliyeva, A.A., Abdrakhmanova, A. (2017). Spatio-temporal analysis and visualisation of the anthrax epidemic situation in livestock in Kazakhstan over the period 1933-2016. Geospatial Health, 12, 589.

Adamovich, V.L., Nikonov, N.N. (1970). The importance of landscape-ecological factors in the epizootology of anthrax. Message 2: Comparative method of assessment of epizootic tension of a territory. Journal of Microbiology, 8, 113-117.

Alimardanov, E., Abdullayev, K., Rothenberger, C., Young, A. (2006). Livestock services for small-scale cattle holders in rural Azerbaijan. Small Enterprise Development 17, 62–68.

Arda, M., Minbay A., Eleoğlu, N., Aydın, N., Kahraman, M., Akay, Ö., Ilgaz A., İzgür, M., Diker, S.K. (1999). Özel mikrobiyoloji. Ankara: Medisan.

Bezymennyi, M., Bagamian, K.H., Barro, A., Skrypnyk, A., Skrypnyk, V., Blackburn, J.K. (2014). Spatio-temporal patterns of livestock anthrax in Ukraine during the past century (1913-2012). Applied Geography, 54, 129-138.

Cherkasskiy, B.L. (1999). A national register of historic and contemporary anthrax foci. Journal of Applied Microbiology, 87, 192-195.

FAO (1978). 1970–78, soil map of the world, scale 1:5,000,000, volumes I–X. Paris: United Nations Educational, Scientific, and Cultural Organization.

Hotez, P.J., Alibek, K. (2011). Central Asia’s hidden burden of neglected tropical diseases. PLoS Neglected Tropical Diseases 5, e1224.

Korotich, A., Pogrebniak, L. (1976). Anthrax. Kiev: Urozhai.

Kracalik, I., Abdullahyev, R., Asadov, K., Ismayilova, R., Baghirova, M., Ustun, N., Shikhiyev, M., Talibzade, A., Blackburn, J.K. (2014). Changing patterns of human anthrax in Azerbaijan during the Post-Soviet and preemptive livestock vaccination eras. PLoS Neglected Tropical Diseases, 8, e2985.

Kracalik, I., Lukhnova, L., Aikimbayev, A., Pazilov, Y., Temiraleva, G., Blackburn, J.K. (2011). Incorporating retrospective clustering into a prospective cusum methodology for anthrax: Evaluating the effects of disease expectation. Spatial and Spatio-temporal Epidemiology, 2, 11-21.

Levin, R.E. (2014). Anthrax: History, biology, global distribution, clinical aspects, immunology, and molecular biology. Oak Park: Bentham Science Publishers.

OIE (2018). Anthrax. Erişim tarihi:18.03.2109 http://www.oie.int/en/animal-health-in-the-world/animal-diseases/anthrax/#G

Önal, N.E. (2017). Sovyetler Birliği'nde tarımda kolektivizasyonun mantığı. Suda, E.Z. ve Önal, N.E. (Ed.), 100. yılında Büyük Ekim Devrimi  (ss. 213-236). İstanbul: Yazılama Yayınevi.

Robinson, S., Milner-Gulland, E. (2003). Political change and factors limiting numbers of wild and domestic ungulates in Kazakhstan. Human Ecology, 31, 87e110.

Shlyakhov, E.N., Rubinstein, E. (1994). Human live anthrax vaccine in the former USSR. Vaccine, 12, 727–730.

Tretyakov, A. D. (1973). Veterinary legislation. Veterinary charter of the USSR, regulations, directives, instructions, manuals and rules on veterinary medicine (Vol. 1). Moskova: Kolos.

Van Ness, G.B. (1971). Ecology of anthrax. Science, 172, 1303-1307.

Velimirovic, B. (1984). Anthrax in Europe. Scientific and Technical Review of the Office International des Epizooties, 3, 527-559.

Volin, B.M. (2004). Sovyet ülkesinde sosyalizmin zaferi için (1917-1947). (İ. Okçuoğlu, Çev.) İstanbul: Ceylan Yayınları.

Zaviriuha, A. I., Kharchuk, O. M., Trotsenko, B. L. (1979). Catalog of permanent anthrax foci 1920-1978.

Züganov, G. (2010). Gerçekler ve rakamlarla Stalin dönemi. Gelenek, 108, 83-97.