Matematikteki Cinsiyet Uçurumunun Kapatılması İçin Bir Hareket

Brezilyalı matematikçi Carolina Araujo, matematik alanında kadınların karşılaştığı sorunları araştırmak ve çözüm üretmek için buluşmalar organize edip destek ağları kuruyor.

[BAA - Matematik/ Çeviri: Bahadır Batur]

Geçtiğimiz Ağustos ayında Rio de Janeiro’da düzenlenen Uluslararası Matematikçiler Kongresi’nde, cebirsel geometri alanında çalışma yapan Carolina Araujo’ya yetişmek zordu.

Organizasyon komitesinin bir üyesi olarak, matematikteki kadınlar dosyasını denetlemesi, sahne arkasındaki diğer bazı konular üstüne çalışması ve bunlara da ek olarak kendi konuşmasını düzeltmesi gerekiyordu -ki bu hiç de kolay değildi-, kongre tarihinde, davetli konuşmacı olan ilk kadınlardan biriydi. (Rio’daki Uluslararası Matematikçiler Kongresi’nde (ICM) Brezilya asıllı davetli dört kadın konuşmacı vardı.)

Ayrıca kongreden bir gün önce, öncül olarak düzenlenmesi planlanan hem kadın hem de erkek matematikçilerin kabul edildiği Dünya Kadın Matematikçiler Buluşması’nın (World Meeting for Women in Mathematics) – (WM)2 - açılış töreninin planlanmasında görev almıştı.

Önde gelen demezsek, Araujo bu terimin kullanımına itiraz edebilir, (WM)2 grubunun ana üyelerinden birisiydi. “Bir miktar anarşistim.” diyordu Quanta’ya verdiği son röportajda Araujo.

“Hiyerarşiden hoşlanmıyorum. (WM)2 toplantısını düzenlerken aklımızda olan, buluşmanın kapsayıcı ve olabildiğince yatay bir yapıya sahip olmasıydı.”

Rio’da doğup büyüyen ve matematik doktorasını (Ph.D.) Princeton’dan alan Araujo, Teorik ve Uygulamalı Matematik Enstitüsü’nde (IMPA- Instituto de Matemática Pura e Aplicada) kalıcı olarak çalışan tek kadın araştırmacıydı (ikinci bir kadın meslektaşı yakın bir zamanda kabul edildi, sene sonunda IMPA’ya katılacak). Brezilya’nın en prestijli matematik merkezi olan IMPA 1952’de kuruldu ve 2018 yılında Brezilya, Uluslararası Matematik Birliği tarafından matematik araştırmaları alanında en iyi ülkelerin bulunduğu “Grup 5 [1]” statüsüne getirildi. Araujo, ayrıca Uluslararası Teorik Fizik Merkezi’nde Simons akademik üyesi olarak görev yapmaktadır.

Araujo, 2004 yılında doktorasını aldıktan sonra kariyerine, doktora sonrası araştırmacı (postdoc) olarak IMPA’da başlamıştır. Henüz çözülemeyen bir problem tezinin çıkış noktası olup, doktorasını aldıktan sonra da sadece bu (projektif uzayların cebirsel karakterizasyonu hakkında) problem üstüne çalışmaya devam etmiştir.

Doktorası sırasında ve sonrasında geçirdiği yıllar sonunda, sabit bir noktadan geçen minimal dereceli rasyonel eğrilerin kümesini bulan bir teknik geliştirdi. En genel ifadesi için yerdeki sabit bir noktadan ufuk çizgisine doğru tüm yönlerde ışınlar çizdiğiniz hayal edin ve yatay doğruda her yönde devam eden doğruları takip edin. Minimal dereceli rasyonel eğrilerle ilgili bu teori, 1990’da Fields Madalyası kazanan Japon matematikçi Shigefumi Mori tarafından ortaya konuldu.

Araujo, tek bir gayesi olan bir stratejinin riskli olacağına dair kendisine söylenen sözleri ihmal etti; çünkü özgeçmişini bu stratejiyle yayınlayacağı makalelerle oluşturacaktı. Fakat 2008’de Araujo ve iki çalışma arkadaşı bir çözüm ortaya koydu ve sonuçlarını yayınladılar (1979’da Mori tarafından ortaya konulan teorinin genelleştirilmiş önemli bir sonucu). Bu yayını sayesinde IMPA’da kalıcı bir pozisyon kazanmış oldu diyebiliriz.

Hem Northeastern Üniversitesi hem de Versailles Üniversitesi’nde çalışan arkadaşı ve meslektaşı Ana-Maria Castravet “Carolina, bir çözüm için uğraşmaya devam edeceği zamanı tam olarak bilir ve eğer daha iyi bir noktaya gelene kadar bir gün, bir hafta daha ya da bir şeyler öğrenmesi için gerekliyse daha uzun dönemli bir plan içerisinde çalışmaya devam eder.” Castravet ayrıca, Araujo için sözlerine “‘matematik ruhu’ ve hadi ‘yaşamsal ruh’ diyelim, bu ikisinin arasındaki alanda olan nadir insanlardan birisi. Carolina’nın etrafındayken matematik yaşamın bir parçasıdır.” diye ekliyor.

Bu ay Araujo hem Berkeley’de kısa dönemli araştırmacı olarak çalışmaya hem de (WM)2 toplantısını da organize eden Uluslararası Matematik Birliği’nin (IMU) Matematikteki Kadınlar Komitesi’nde bir dönemliğine başkan yardımcılığı görevine başladı. Araujo’nun uzlaşma yaratıcı karakterini doğrulayan şekilde (WM)2’nin düzenlendiği günde, konuşmaları/seminerleri hariç tutarsak, tartışma gruplarındaki konu başlıklarına 350 katılımcı tarafından önerilerde bulunuldu. Etkinlikte, hem “Matematikte Kadınların Yolculuğu” (Journeys of Women in Mathematics [2]) belgeselinin ilk gösterimi, hem de 2014 yılında Fields Madalyası sahibi ilk kadın olan ve 2017’de 40 yaşındayken hayatını kaybeden İranlı matematikçi Maryam Mirzakhani’nin hayatını ve çalışmalarını bulunduğu anma sergisi bölümü vardı.

“Sadece yakın geçmişte, kadınları matematikte ana karakterler olarak görebiliyoruz.”

Acı-tatlı bir gündü” diyor Araujo. Aslında planlanan bir kutlamaydı. “İlk kez bir kadın Fields Madalyası kazanmıştı ve ilk kez bir kadın, Ingrid Daubechies, Uluslararası Matematik Birliği’nin başkanlığını yapmıştı; ayrıca yürütme komitesinde kadınlar çok iyi sunumlar gerçekleştirmişti. İyimser bir hava vardı ve biz de (WM)2’nin bu kazanımların bir kutlaması olarak düşünmüştük. Lakin, tabii ki, tarih ileriye ve geriye hareket eder.

Kongreden önceki günlerde, IMU’nun São Paulo’daki Genel Kurul toplantısında, hiçbir kadın geniş yürütme komitesine üye olarak seçilmedi (sadece bir kadın, Avustralyalı Nalini Joshi, başkan yardımcısı olarak ilan edildi) ve Rio’daki kongre sırasında sekiz büyük ödülün sahipleri içerisinde bir kadın yoktu. Yürütme komitesindeki seçimindeki ve ödül kazananlar arasındaki kadın temsili sorunu kongre sırasında yayıldı ve matematikteki cinsiyet uçurumu üzerine bir panelde tartışıldı.

“Panel sırasında ortaya çıkan şey” diye hatırlatıyor Araujo, “sadece yakın geçmişte kadınları matematikte ana karakterler olarak görebiliyoruz.”

Artık daha fazla kadın matematikte ilerleme kaydediyor; ancak daha az kadın bu alanda yer bulabiliyor ve erkeklerle aralarındaki uçurum büyüyordu. Brezilya’da matematik lisans derecesi alanların yüzde 48’si kadın, fakat doktora seviyesinde bu oran sadece yüzde 24. Birleşik Devletler’de, kadınlar matematik doktora öğrencilerinin neredeyse yüzde 30’unu oluştururken daimî bir pozisyon olarak araştırma yapan matematikçilerin sadece yüzde 15’i kadın.

Quanta Magazine, Araujo ile Rio’daki ICM’de ve sonrasında, bu sonbaharda kendisinin öğretim ve konferans-kongre raporları sunumları için seyahatleri arasında Skype ile bağlantı kurdu. Röportajın daha açık bir hale gelmesi için özetlenip düzeltilmiştir.

Kadın olmak, matematikçi olmak ve cinsiyet uçurumu arasındaki dinamikler üzerine düşünmeye ne zaman başladınız?

Doğrusu bu şeyleri fark etmem çok uzun zaman aldı. Başlangıçta kendimi bazı durumlarda ne kadar rahatsız hissettiğimin farkında değildim.

Niçin böyle düşünüyordunuz?

Mühendis olan annem bir neden; o, hemen yanımdaki rol modelimdi. Annemin anne-babası ve akrabalarım, annemin matematikte çok iyi olduğunu hatırlatıyorlardı, ne zaman yüksek bir sonuç alsam “Ooh, aynı annesi gibi!” diyorlardı. Bu yüzdendir ki başlangıçta benim için böyle bir sorun yoktu.

Bakış açınız ne zaman yön değiştirdi?

Princeton’da doktoramın son senesinde doktora öğrencileri, doktora sonrası araştırmacılar ve genç profesörlerden oluşan küçük bir kadın matematikçi grubunun parçasıydım. Çok iyi arkadaşlar haline geldik. Öğlen yemeklerine düzenli olarak birlikte gider, hafta sonları öğlen buluşmaları ayarlar, ormanda bisiklete biner, tenis oynardık. Sosyal hayat odaklı bir gruptu, aynı zamanda bir destek grubu işlevi görüyordu; aslında destekten daha fazlası vardı, birbirimiz için modeldik.

Daha sonra kadınlarla beraber olduğumda çok daha rahat olduğumu fark ettim. Ve bu bana şunu düşündürttü: Belki de matematik alanında daha çok kadın olursa ortam daha arkadaş canlısı olabilirdi. Hemen hemen hiç agresif veya kızgın hissetmedim, ama sadece arkadaş canlısı olmayan bir ortamda kendimi kırılgan hissettim.

Öğrencilerle ve diğer kadın matematikçilerle konuşarak yavaş yavaş da olsa anlamaya başladım, çoğu için çalışma ortamı arkadaş canlısı olmamaktan daha kötüydü, saldırgan ve düşmancaydı. Vahşi bir rekabet, usandırma, içsel ve dışsal bir önyargı vardı ve her daim kendimizi ispatlamak zorundaydık.

Birçok kadın, gerçekten yetenekli kadınlar, matematiği bırakıyordu. Birçoğu bunu tercih etmek zorundaydı. Bazı kadınlar için bu çevreyle uğraşmak kolaydı; diğerleri için duygusal yönden pahalıya mal olan bir durumdu. Bu düşmanca tutum nedeniyle yetenekli insanları kaybetmemiz, bence üzücüydü. Bize kim olduğumuzu hatırlatacak bir yol olarak, “matematik konferanslarında kadınlara” sahip olmanın anlamlı olduğunu fark etmeye başladığım zamanlar işte budur. Doktora öğrencisi olduğum zamanlar etek veya elbise giymediğimi hatırlıyorum, her zaman pantolon giyiyordum. Bazen kendimden uzaklaşıyordum. İki tarafım vardı: kadın olan ve matematikçi olan. Ve bunun sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.

IMPA’daki hemen hemen 50 daimî araştırmacı arasında şu anda kadın olarak sadece siz varsınız. Kariyerinizin bu noktasında, matematik kariyerlerinde sivrilen kadınlara yardımcı olmayı ahlaki bir sorumluluk olarak düşündüğünüzü söylemişsiniz. Hangi açıdan?

Bu benim için bir izlenim sadece. Benim hayalimdeki işim. Fakat bazen, beni tamamlayamıyor. Birçok konuda tamamen eşitsiz bir toplum içerisinde yaşıyorum ve bu konuda bir şey yapmadan huzur içerisinde yaşayabileceğimi düşünmüyorum. Eşitliğe ulaşmak zorlu bir konu, lakin şu anki pozisyonumun bir şeyler yapmak ve farklılık yaratmak için bana bir şans verdiğini düşünüyorum.

Brezilya’da cinsiyetler arası farklılıkları kapatmak için bir ağ oluşturan kadın matematikçiler hareketinin bir parçasısınız. Bu nasıl başladı?

Gayri resmi olarak Brezilya’ya geri döndüğümden kısa süre sonra başladı, ciddi bir şekilde bir araya gelip tartışmaya başlamamız birkaç sene öncesine dayanıyor. Kadın matematikçilerin karşılaştıkları zorluklar olarak baktığımızda, dünyanın her bölgesinin kendisine ait dinamikleri var. Kendi özgünlüklerimizi anlamak zorundayız, kültürlerimizden gelen özelliklerimizi anlamalı ve onlara bağlı olmalıyız. Şili’deki kadın matematikçiler toplamında gerçekten hoşlandığım bir şey var – çok iyi organize olmuş durumdalar ve tamamen yatay bir yapıya sahipler. Benim için ilham kaynağı onlardı. Yatay yapı, bizim çalışmamız genişlediğinde işlevsiz hale gelebilir; fakat bu şekilde ilerliyoruz, bazen bayağı sezgisel olsa da.

Yapınızın odağı şimdiye kadar neydi?

2017’de, iki senede bir düzenlenen Brezilyalı matematik topluluğunun en büyük oluşumu olan Brezilyalı Matematik Kolokyumu sırasında cinsiyet meselelerinin konuşulduğu yuvarlak masa toplantısı (panel) düzenledik. Bu aslında, ülke genelinde düzenlenecek bir serinin ilk oturumuydu.

İlk yuvarlak masa toplantısında, sorunu görsel ve ölçülebilir olarak ortaya çıkaracak sayılara odaklandık. Ulusal olarak düzenlediğimiz toplantıların sonucunda, kadın matematikçilerden oluşan yerel gruplarla iletişimimiz sonucunda ağımız da büyüdü.

Şimdiye kadarki çabalarımızın zirvesi, kongre sırasında düzenlediğimiz (WM)2 toplantısıydı. Hem ICM hem de (WM)2’yi düzenlerken yapmak zorunda olduğumuz birçok iş nedeniyle çok yorulduk; kendi kendime en azından iki yıl boyunca herhangi bir toplantının düzenlenmesinde görev almayacağıma söz vermiştim. Kendimi yeni araştırma projelerine adamak istiyordum. Fakat geriye dönüp söylediklerimi şimdiden çiğnedim. Şimdi Brezilya’daki ilk kadın matematikçiler toplantısını düzenliyoruz. Temmuz 2019’da bir sonraki Brezilya Matematik Kolokyumu’nun öncül etkinliği olarak gerçekleşecek.

Sizi sözünden döndüren neydi?

(WM)2’den sonra birkaç kadın meslektaşım benimle konuşmak için geldiler, o günün onlar için ne kadar önemli olduğunu söyleyip Brezilyalılardan oluşan bir toplantı da düzenlememizi önerdiler. Enerji ve momentumumuzun kaybolmasına izin vermememiz, ağımızı canlı tutmaya devam etmesi gerektiğini söylediler. Ve ben de hayır diyemedim. Brezilya’da şekillenen bu ağa sahibiz, fakat çok genç ve halen yeterince sağlam değil. Dolayısıyla bu noktada oluşturduğumuz ağı koruyup geliştirmek önemli.

Bunun için çok heyecanlıyım ama çok zor zamanlar geliyor. Brezilya’da daha yeni bir seçim gerçekleşti. Şimdi son derece sağcı bir hükümetle karşı karşıyayız ve bizim için neler olacağı halen açık değil.

Bir anne olmak ve matematik yapmak, iki farklı çok yoğun durum. Bu ikisini nasıl dengeliyorsun?

Kolay bir reçetesinin olduğunu düşünmüyorum. 39 yaşındayken anne oldum, yani kariyerim şekillenmişti. Genç bir matematikçiyken, mesela doktora sonrası araştırmacı olarak, bunun ne kadar zor olduğunu hayal edemem; kesinlikle zor olmalı. Oğlum, hemen hemen üç yaşında, çalışmamdan hoşlanmıyor. Evde çalışmam gerektiğinde onu olabildiğince yormaya çalışıyorum, böylece uzun bir şekerleme yapması gerekiyor ve sonra bir ihtimal benim de iki buçuk saat kadar çalışacak vaktim oluyor. Ancak zorlu ve araştırmama gerçekten etki ediyor. Eskisi kadar matematik çalışamıyorum. Fakat olsun. Bu, hayatımın farklı bir dilimi.

Anne olmak cinsiyet uçurumunun ne kadar derin olduğunu fark etmemi sağladı, çocuk sahibi olmak erkek ve kadınları farklı etkiliyor. Çocuklarının doğduğu hafta enstitüdeki işlerine dönen, seminerlere giden erkek meslektaşlarımı görüyorum. Bunu yapabileceğimi düşünemiyorum.

Annelik dönemimin ilk birkaç ayı benim için çok yoğundu ve pek de iyi bir şekilde değildi. Sadece zamanımın olmaması değildi, kendime gerekli olan yaratıcı zihniyetime girecek enerjim de yoktu. Bu dönemde zaman zaman matematiği özledim. Hakemlik yaptığım makalede bir noktada değişiklik yapmam gerektiğinde mutlu oluyordum; güzel bir kaçıştı. Lakin çalışmak çok zorlayıcıydı, geriye dönüp baktığımda büyük ihtimalle yapmam gerekenden daha fazla iş yaptım.

Cinsiyet uçurumu bağlantısı kurarken, (WM)2 gibi matematik alanındaki kadınlar toplantıları düzenlerken ortaya çıkacak ayrılma ve tecridin sürmesinden endişeleniyor musunuz?

Böyle etkinlikleri düzenlediğimiz zaman sorunu çözmüyoruz, tabii ki. Toplantıyı düzenleme motivasyonumuz sadece birlikte olmaktı. Matematik dünyasında, erkekler her daim kendi aralarındalar. Onların erkekler için bir etkinlik düzenlemesinin gereği yok, çünkü çoğu etkinlik neredeyse tamamen erkeklerden oluşuyor. Her zaman hemcinsleri ile birlikteler.

(WM)2 çok heyecan vericiydi. Birçok kadını görmek ve her birini tanımak gerçekten çok güzeldi. Önemli olan nokta, kendilerinin de dahil olduğu bu topluluğun bir parçası olduklarını anlamış olmaları.

Çünkü diğer türlüsü, pek aşikâr değil. Son katıldığım yuvarlak masa toplantısında da gösterdiğim ICM’in açılış seremonisinden bir fotoğraf var. Fotoğrafta sadece erkekler var, bir kadın dışında: Brezilya Matematik Cemiyeti, IMU başkanı, IMU genel sekreteri, ICM’in organizasyon komitesinin başkanı ve tüm Fields Madalyası ve diğer ödüllerin sahipleri orada. Hepsi erkek. Tek kadın, etkinliğin ana sponsoru olan bankayı temsilen gelmişti.

Özellikle genç bir kadın için, bu fotoğraf dikkat edilmesi gereken bilinçaltı mesajı barındırıyor. Matematiğin en büyük partisinin en yüksek noktasında sadece erkekleri ana karakter olarak gördüğün bir kariyer, nasıl bir kariyerdir? Bu gerçekten güçlü bir mesaj.

Notlar

[1] IMU üyesi ülkeler, IMU tarafından ülkelerin yetiştirdiği matematikçiler, matematikçilerin, enstitülerin ve üniversitelerin araştırmaları ve yayınları baz alınarak sınıflandırılmaktadır. Buna bağlı olarak ülkeler 1’den 5’e kadar gruplanmaktadır. Matematik alanındaki en üst seviyedeki ülkelerin oluşturduğu Grup 5’in üyeleri ülkeler Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, İsrail, İtalya, Japonya, Rusya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’dir. Türkiye ise Grup 2’de bulunmaktadır. https://www.mathunion.org/membership/imu-members?sort_by=field_member_group_target_id

[2] Belgeselin tamamı için: https://www.youtube.com/watch?v=uNJ7riiPHOY

Kaynaklar

https://www.quantamagazine.org/carolina-araujo-is-building-a-network-of-women-in-mathematics-20190122/

https://www.worldwomeninmaths.org/

https://youtu.be/Eb3dUtTlias

http://haber.sol.org.tr/bilim/bilim-kulturu/meryem-mirzakhaninin-matematige-katkilari-203235