“Hayal Etmeliyiz!”: Sosyalist Gelecek ve Planlama

Gamze Yücesan-Özdemir
Prof. Dr., Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Ankara

Salgın günlerinde, kapitalizmin yeniden ürettiği ekonomik ve toplumsal değerlerin nasıl yıkıcı hale geldiğini deneyimlerken, başka olasılıklar üzerine düşünmek gerekmiyor mu? Burjuva bilimlerinin içi boş kavramlarına, imkansız vaatlerine hapsolmayan ve ona tutsak olmayan bir bilime ihtiyacımız yok mu? Ekonomisiyle, kurumlarıyla, toplumsal ilişkileriyle, kültürüyle ve değerleriyle başka bir toplumu var etmemiz gerekmiyor mu? Diğer bir deyişle, ihtiyacımız olan günümüzün acılarını yok edecek bir gelecek hayali değil mi?

“Hayal etmeliyiz!”, Lenin’in Ne Yapmalı?sının eşsiz bölümlerinden biridir. Bu cümlenin ardından Lenin sorar, “Marx’a göre insanlığın önüne her zaman yalnızca çözebileceği sorunlar koyduğunu bile bile, bir Marksistin hayal etmeye hakkı var mıdır?” Ve edebiyat eleştirmeni, yazar Pisarev’e atıfla cevaplar: “Hayallerle hayat arasında bir bağ varsa, her şey yolunda demektir.”

Sosyalist Gelecek ve Planlama adlı Yazılama’dan çıkan kitap “Hayal etmeliyiz!” fikrine ve geleceği kurma iradesine sahip çıkıyor. Kitap Bilim ve Aydınlanma Akademisi tarafından 6-8 Aralık 2019 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen Sosyalist Gelecek ve Planlama Sempozyumu’nda sunulan bildirilerden oluşuyor.

Reel Sosyalizmler: Mücadele, Mecburiyet ve Meydan Okuma

Reel sosyalist deneyimlerin, onların kazanımlarının, hatalarının ve zorluklarının irdelenmesi sosyalist gelecek ve planlama için oldukça değerlidir. Kitabın Reel Sosyalist Deneyimler adlı bölümü tam da bunu hedefliyor. Yarının sosyalizmini kurgulamak için elimizde değerlendirilebilecek son derece zengin örnekler bulunuyor. Bu zengin deneyimlerin teorik, politik ve pratik olarak ele alınması, sosyalizm mücadelesini barındıran bugün için ve sosyalizmin yeniden kuruluşuna tanık olacak gelecek için çok önemlidir.

Bu bölüm, ülke deneyimlerinden ülkeler arası planlama faaliyetlerine, dil politikalarından eğitim ve öğretmenlik uygulamalarına, sağlık hizmetlerinden spor faaliyetlerine, kültürden kentleşme pratiklerinden uzanan tartışmaları içeriyor. Reel sosyalist deneyimler, başka bir yaşamın, başka bir toplumsallığın, başka bir dünyanın mümkün olabileceğine dair insanlık tarihinin önemli çabalarıdır. Bu deneyimlerde mücadele, mecburiyet ve meydan okuma uğraklarını gözlemleyebiliriz. Kitapta yer alan tüm yazılar bu uğraklara ışık tutuyor.

Sosyalist Gelecekte Teknoloji, Emek ve Toplum

Çağımızda Kapitalizm İçinde Planlamaya Dönülemez! adlı bölümde sosyalist gelecek ve planlama tartışmalarının Türkiye’deki müktesebatı ortaya konuyor. Türkiye’de bu konularda varolan teorik, yöntemsel tartışmaların ve uygulamaların bilinmesi geleceği yönlendirmede kritiktir. Bu bölümdeki yazılar Türkiye’deki planlama deneyimlerini değerlendiriyor. Türkiye’de bugüne kadar gerçekleşmiş planlama uygulamaları, Sovyetler Birliği tarafından kurulan üretim birimleri inceleniyor. Türkiye’de yürütülen sanayileşme, kalkınma ya da demokrasi için planlama tartışmalarına yer veriliyor.

İleri Teknoloji ve Yapay Zeka adlı bölümde teknolojik gelişmelerin, yapay zekanın sosyalist bir toplumda nasıl olacağına cevaplar aranıyor. Kapitalizm teknolojinin, yapay zekanın geldiği noktada topluma bir yandan korkmayı öğütlemekte diğer yandan da geleceğin büyük belirsizlikleriyle baş etmeye çabalamaktadır. Sosyalizm ise bugünkü gelişmişlik düzeyinin gerçek potansiyelini ortaya çıkaracak tek seçenektir. Sosyalizmde Yapay Zeka’nın Kullanımı için Bir Başlangıç adlı makalesinde Anıl Çınar şöyle belirtiyor: “Kapitalizmdeki yabancılaşmış halinin aksine, yapay zeka sosyalist insanın kendi kolektif emeğinin bir ürünü olarak kavranacak, farklı toplumsal hedefler doğrultusunda geliştirilecek, eğitilecek ve hatta Stanislaw Lem’in kurgularında çokça göreceğimiz biçimde ‘gurur duyulacak’ bir şey haline gelecektir” (s. 122-123).

Sosyalist Gelecek bölümünde ise 21. yüzyıl sosyalizminin temel özellikleri, değer yasası ve kadının konumu değerlendiriliyor. Sosyalizmin üretim araç ve nesnelerinin toplumsal mülkiyetiyle, işçi sınıfının sosyalizmi koruyacak şekilde örgütlenmesiyle ve merkezi planlamanın toplumsal eşitliği sağlamasıyla kurulacağı vurgulanıyor. Değer Yasası Sosyalizmde Nasıl İşleyecek? sorusunu makalesinin başlığına taşıyan Nevzat Evrim Önal ve Fatma Pınar Arslan şöyle diyor: “Bugün insanlık teknik olanaklar açısından bu toplumsal düzenin gereksinimlerini karşılamaya yüz yıl öncesine göre çok daha yakındır ve üretken emeğinin halen değer yasasının boyunduruğuna tabi olması kapitalist üretim biçimi yüzündendir. Özgür ve eşit insanlığın önsüz ve sonsuz gelişmesi, devrimi beklemektedir” (s. 160).

Sosyalist gelecek ve planlama tartışmasında tarım da başat bir konu kuşkusuz. Sosyalist gelecekte küçük üreticilik, kooperatifçilik, kolektivizasyon ve kamusal üretim üzerinde düşünülmesi gereken başlıklar. Sovyetler Birliği’nde yaşanan tarımsal üretim süreci uygulamalar, tartışmalar ve çıkartılacak dersler içeriyor. Türkiye’de tarımın kapitalizm kaynaklı sorunları ve sosyalist kuruluş için barındırdığı olanaklar da yarının toplumu için açıklanmalıdır. Sosyalizm ve Tarım başlıklı bölüm bu konulara odaklanıyor.

Sosyalizmde çevre ve enerji politikaları nasıl olacak? Sosyalizm, Ormanlar, Çevre ve Enerji bölümünde yer alan makalelerde bu politikalar mercek altına alınıyor. Çevre politikaları olarak orman ve ekosistemlerin hem niceliğinin hem de niteliğinin kalıcı biçimde korunmasının, yersel olarak dengeli dağılımının sağlanabilmesinin ve toplumun eşit biçimde yararlanabilmesinin ancak sosyalist bir toplumda mümkün olduğu açıklanıyor. Enerji politikalarının temelinde enerjinin tüm yurttaşlara yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve güvenilir bir şekilde sunulmasının da ancak sosyalist bir toplumda gerçekleşebileceği vurgulanıyor.

Sosyalizmde Sağlığımızı Nasıl Koruyup Geliştireceğiz? başlıklı bölüm koronavirüs pandemisiyle tüm dünyanın içine sürüklendiği umutsuz, karanlık bir varoluşa mahkum olmadığımızın altını çiziyor. Piyasaya, rekabete ve sömürüye dayalı kapitalizmde insan ve toplum sağlığının hiç yeri olmadığını deneyimliyoruz. Sosyalizmde sağlık ulusal bir sosyokenomik programın parçasıdır, herkese eşit ve ücretsiz sunulur, basamaklı bir sistem içinde sağlanır, önleyicilik önceliklidir ve planlama, uygulama ve denetim süreçlerine toplumun katılımı esastır. Sosyalizm ve Sağlık başlıklı makalesinde Akif Akalın şöyle belirtiyor: “Sağlıkta sosyalizm, kapitalist toplumda sunulan sağlık hizmetinin daha eşit ve adil dağıtılması değildir. Sosyalist toplumda sağlık hizmeti, kapitalist toplumdaki sağlık hizmetinden ‘niteliksel’ olarak farklıdır veya başka bir sağlık hizmetidir”(s. 412).

Marksizmin Gelecek Hayali ve Ütopyası

Sosyalist Gelecek ve Planlama kitabı, bizleri sosyalist gelecek hayalini var etmenin imkanlarını tartışmaya davet ediyor. Toplumun herkesin yeteneğine göre ve herkesin ihtiyacına göre örgütlendiği, maddi bolluğun olduğu, yabancılaşma ve sömürünün ortadan kalktığı, tüm insanların birbirleri ve doğayla, sanatçının eseriyle kurduğu ilişki benzeri bir ilişkiye sahip olduğu bir geleceği talep etmeliyiz. İnsanın yabancılaşmamış durumuna geri döndüğü, doğayla, başka insanlarla ve toplumla bütünlüğe ulaştığı bir toplumu inşa etmeye yönelmeliyiz.

Dünyayı değiştirmek üzere yola çıkan Marksizmin bir gelecek hayali ve bir ütopyası vardır. Bir ütopyası vardır ama ütopyacı değildir. Marx ya da genel olarak Marksizm, ütopyacı sosyalistleri gerçekçi olmadıkları, sınıf mücadelesi karşısında saflıklarını korudukları, sisteme karşı olmadıkları ve ahlaki değerlerle hareket ettikleri için eleştirir. Diğer yandan, Marksizmin sömürünün, yabancılaşmanın ve eşitsizliğin olmadığı bir toplum ütopyası vardır. Ve bu ütopyaya ulaşmak için gerçek hayatı, tarihsel ve bilimsel olarak ele alır, açıklar. Ütopya ve tarih, ütopya ve bilim iç içe geçmiştir. Bugünün salgın ortamında en çok ihtiyacımız olan hayatla güçlü bağları olan bir gelecek hayalidir.

Hayal ile hayatın bağını kurmak, geleceği emekçilerle birlikte talep etmeyi şart koşuyor. Biz de Lenin’le birlikteyiz hiç kuşkusuz: “Hayal etmeliyiz!” Ve biliyoruz ki, hayal ile hayat arasında bir bağ varsa, her şey yolunda demektir. Sosyalist Gelecek ve Planlama kitabı hayal ile hayat arasındaki yolda yürüyenlerin ve bu yolda yürüyecek olanların yararlanabileceği çok kıymetli bir çalışma.


Künye

Sosyalist Gelecek ve Planlama

Bilim ve Aydınlanma Akademisi

Yazılama, 440 sf.

2020, İstanbul