Dünyanın ilk kan bankası

Sovyet Bilim İnsanı Sergey Yudin, 1930 yılında ilk kez kadavralardan kan naklini gerçekleştirmeyi başardığını açıkladığı 4. Ukrayna Cerrahlar Kongresi’nde kan bankası fikrini ortaya attı. Ardından Nikolay Sklifosovsky Enstitüsü’nde ilk kan bankası kuruldu. 1930’ların ortalarına gelindiğinde Sovyetler Birliği’nde 65 büyük kan merkezi ve 500’den fazla yerel merkezden oluşan devasa bir ağ kurulmuştu.

Birinci Dünya Savaşı ile birlikte toplanmış, kanın depolanmasında önemli gelişmeler sağlanmıştı. Sovyet Bilim İnsanları Sergey Yudin ve Vladimi Şamov kadavralardan kan nakli üzerine yürüttükleri çalışma sonucunda 1930 yılında yedi farklı hastada klinik testleri tamamlayarak kan nakilleri üzerine yayınlarını 4. Ukrayna Cerrahlar Kongresi’nde sundular. Kadavralardan kan nakli yaygın şekilde uygulanmasa da araştırma sırasında kanın toplanması, depolanması, işlenmesi ve naklinde elde ettikleri başarılar kan bankası fikrinin ortaya çıkmasını sağladı.

1930’dan başlayarak Nikolay Sklifosovsky Enstitüsü’nde ilk kan bankasının kuruluşu için çalışmalar başladı. 1930’şarın ortalarına gelindiğinde Sovyetler Birliği’nde 65 büyük kan merkezi ve 500’den fazla yerel merkezden oluşan devasa bir ağ kurulmuştu.

1954’de ölümünün ardından İngiliz cerrah Dr Reginald Watson-Jones, Yudin’in arkasından şöyle yazıyordu: “Dünyada kimsenin aklında bankalar yokken kan bankası kurmayı ve yaygınlaştırmayı başardı”. Amerikalı cerrah Henry Swan ise “Sadece kan bankaları bile Yudin’in en seçkin hekimler arasında sayılmasına yeter de artar bile.”

Yudin’in Araştırmaları

Birinci Dünya Savaşı sırasında Moskova Üniversitesi’nde tıp öğrenimi görmekte olan Yudin, savaşta sıhhiyeci olarak yer aldı ve cerrahi tecrübesi edindi. Ekim Devrimi sonrasında doktorluk sınavlarını geçti. Kısa sürede pek çok cerrahi operasyon gerçekleştirmesi ve yazdığı makaleler ile Sovyet tıp dünyasında tanınır hale gelmişti. 1925 yılında, Almanya ziyaretinde tanıştığı August Bier ile yazdığı Spinal Anesthesia kitabı Tüm Sovyet Cerrahlar Birliği tarafından yılın en iyi yayını seçildi ve 6 aylığına ABD’de araştırma yapmak üzere gönderildi.

ABD’den döndükten sonra Nikolay Sklifosovsky Enstitüsünde cerrahi bölümünün başkanlığına davet edildi. Uzmanı olduğu karın cerrahisi dışında jinekoloji, anesteziyoloji, kan nakli, kalp hastalıkları ve akciğer cerrahisi üzerine araştırmalar yaptı.

Yudin’in çabaları ile Nikolay Sklifosovsky Enstitüsü, Sovyetler Birliği’ndeki en iyi donanımlı sağlık birimlerinden biri halinde geldi. 24 saat ameliyat yapılabilen, modern telefon şebekesine sahip, gelişkin bir trijyaj ve acil müdahale sistemi olan bir kuruluş haline geldi. Enstitü Moskova’daki tüm acil vakaları kabul ediyor ve yılda 60.000 acil vakaya müdahale ediliyordu. Ayrıca Nikolay Sklifosovsky Enstitüsü Sovyet cerrahları için önemli bir eğitim kurumu haline geldi ve uluslararası tanınırlık kazandı.

İkinci Dünya Savaşı

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sklifosovsky Enstitüsü, askeri bir hastaneye dönüştürüldü ve Haziran 1942'de Yudin, orduya baş cerrah olarak atandı. Araştırmalarını askeri cerrahiye özellikle de kurşun ve şarapnel yaralarının tedavisine yoğunlaştırdı.

Silahla vurulan yaraları tedavi etmek için kullanılan mevcut yöntemlerin genellikle kangren tarafından takip edildiğini fark etti. Askeri cerrahlar için daha etkili bir cerrahi müdahale teknikleri tanımlayan bir kılavuz yayınladı. Yudin’in geliştirdiği yöntemler başarılı bulundu ve yayınladığı kılavuz ABD, İngiltere, Fransa ve Kanada askeri cerrahları arasında geniş yankı uyandırdı. 1944 yılına gelindiğinde askeri cerrahi üzerine üç ayrı kitap yayınladı.

1943 yılında Yudin’in askeri cerrahi alanındaki çalışmalarının etkisi ile İngiliz, Amerikan ve Kanadalı cerrahlardan oluşan bir komisyon Nikolay Sklifosovsky Enstitüsü’nde araştırmalar yapmak üzere Sovyetler Birliği’ne geldi. Komisyonun yaptığı incelemeler sonucunda oluşturduğu raporda şöyle yazıyordu:

“Moskova acil servisinin organizasyonu o kadar dikkat çekicidir ki, merkezde bildirim alındıktan sonra 5 dakika içerisinde ana hastaneden veya acil durum mahalline yakın bir alt istasyondan doktor ve hemşire ile bir ambulans gönderilir.

Sklifosovsky Enstitüsü’nde geliştirilen merkezi acil servis sistemi, diğer ülkelerdeki çoğu itfaiye teşkilatından daha verimli çalışmaktadır; bir düğmeye basitçe basılmasıyla veya telefondaki zil sesiyle bir ambulans gelir, böylece birkaç dakika içinde hasta, Yudin'in kişisel gözetimi altında olur.”

Kaynaklar

Alexi-Meskishvili, V., & Konstantinov, I. E. (2006). Sergei S. Yudin: an untold story. Surgery, 139(1), 115-122.

Watson Jones, R. (1954). In Memoriam: Sergei Yudin. The Journal of Bone and Joint Surgery. British volume, 36(3), 503-504.

Swan, H., & Schechter, D. C. (1962). The transfusion of blood from cadavers: A historical review. Surgery, 52(3), 545-560.

Swan, H. (1965). SS Yudin: a study in frustration. Surgery, 58(3), 572-585.