Dünya fuarlarında Sovyetler Birliği - I

Fuarlar uzun yıllar boyunca tıpkı Olimpiyatlar veya Dünya Kupası gibi uluslararası rekabetin yaşandığı alanlardan birisi oldu. Sovyetler Birliği de fuarları, Sovyet ülkesinin başarılarını dünyaya göstermek için kullandı. Bu yazı dizisinde dünya fuarlarında Sovyetler Birliği’nin varlığını ve fuarlarda dünyaya sunduğu eserleri ele alacağız.

BİLİM VE AYDINLANMA

Dünya Fuarı, Fransızca adıyla “Exposition Universelle” veya daha bilinen adıyla “Expo” uzun yıllar Olimpiyat Oyunları ve Dünya Kupası gibi uluslararası rekabetin ve ülkelerin başarılarının sergilendiği önemli bir alan oldu.

Dünya Fuarlarının öncüsü sayılabilecek 1844’de ulusal ölçekte Paris’te düzenlenen Fransız Sanayi Sergisi ve 1851 yılında uluslararası ölçekte Londra’da düzenlenen Büyük Fuar’dan bu yana ulusal ve uluslararası fuarlarda mimariden uzay araçlarına, otomobillerden mobilyalara, resimlerden çeşitli icatlara kadar sergilenen pek çok eser ile ülkeler en ileri çalışmalarını ortaya koymaya çalıştı.

Sovyetler Birliği de fuarları sosyalizmin bilim ve sanatta ulaştığı ileri noktayı, kapitalist dünyaya göstermek, Sovyet ülkesinin başarı ve kazanımlarını ortaya koymak için bir alan olarak değerlendirdi.

Sovyetler Birliği ilk olarak 1925’de Paris’te düzenlenen Uluslararası Modern Dekoratif ve Endüstriyel Sanatlar Fuarı’nda dikkat çekti. Konstantin Melnikov’un tasarladığı pavyonda sergilenen Sovyet avangardının seçkin örnekleri büyük ilgi topladı.

Ardından ilk iki beş yıllık plan ile sosyalizmin inşasının ve başarılarının dünyaya sunulduğu 1937 Paris ve 1939 New York fuarlarında Sovyet Pavyonları tarihe geçmiştir. Özellikle 1937 Paris Fuarında karşılıklı kurulan Sovyet ve Nazi Pavyonları adeta faşizm ve sosyalizmin birbirine meydan okumasıydı.


1937’de karşılıklı kurulan Sovyetler Birliği Pavyonu ve Nazi Pavyonu

Savaş sonrasında ise Sovyetler Birliği ile ABD, daha doğrusu kapitalizm ve sosyalizm arasında süregelen mücadele fuarlara da yansıdı. 1958 Brüksel, 1967 Montreal ve 1970 Osaka Fuarları bu mücadelenin yükseldiği örnekler arasında sayılabilir.

soL gazetenin bilim ekinde bu yazı dizisi ile Sovyetler Birliği’nin yüzyılın önemli fuarlarındaki temsiliyetini ve insanlığa sunduğu eserleri inceleyemeye çalışacağız.

1925 Paris Uluslararası Modern Dekoratif ve Endüstriyel Sanatlar Fuarı

Ekim Devriminin ardından iç savaş döneminde Sovyet ülkesinin emperyalist ülkeler ile arasındaki gerilim iyice artmış hatta kimi ülkeler iç savaşa fiilen müdahil olmuştu. Bolşeviklerin iç savaştan galip çıkması ve 1921’de İngiltere, 1922’de ise Almanya ile imzalanan ticaret anlaşmaları, Sovyet ülkesinin diplomatik olarak tanınmasının önünü açtı. Fransa’nın 1924’te Sovyetler Birliği’ni tanımasının ardından bu yeni tanıdığı sosyalist ülkeyi Nisan-Ekim 1925 arasında düzenlenecek olan fuara davet etti.

Sovyetler Birliği daha önce de Avrupa’daki kimi küçük ölçekli fuarlara katılmıştı ancak Paris fuarı daha öncekilerden farklı olarak uluslararası ölçekte çok geniş bir izleyici kitlesine sahipti. Ayrıca adından da anlaşılacağı üzere sanat ve tasarım odaklıydı ve devrimle birlikte ortaya çıkan yaratıcılığın sergilenmesi için önemli olanaklar barındırıyordu. Sovyet iktidarı bilim ve sanattaki ilerleyişini kanıtlamanın yanı sıra kimi yeni ticari ilişkiler kurmayı da umuyordu.


1925 Paris Fuarında Sovyet Pavyonu

Fuarda Sovyet pavyonunun yanı sıra Belçika, İsveç, Danimarka, Hollanda, İtalya, İngiltere, Polonya ve Japonya’nın pavyonları da yer almıştı. Ayrıca, Le Corbusier’in L'Esprit Nouveau tasarımının da aralarında bulunduğu Fransız tasarımcıların pavyonları vardı.

Sovyet Pavyonu

Fuardaki Sovyet pavyonu Konstantin Melnikov tarafından tasarlanmıştı ve fuarda diğer yapılanlardan keskin şekilde ayrılıyordu. Pavyonun zemin katındaki sergide Sovyetler Birliği’ni oluşturan ulusların kültürlerini yansıtan sanat eserleri mevcuttu. İlk katında “kırsal okuma odası”, çocuk köşesi ve pavyonun en önemli eserlerinden olan, Rodçenko’nun tasarladığı “işçilerin kulübü” vardı.

Rodçenko tasarımını şöyle anlatıyordu:

“Doğudan yükselen ışık sadece işçi sınıfının kurtuluşu değil. Doğudan yükselen ışık adam, kadın ve nesneler ile yeni bir ilişki içerisinde. Elimizdeki nesneler de aynı zamanda eşit olmalı, aynı zamanda yoldaş olmalı, buradaki diğer nesneler gibi siyah ve kasvetli köleler olmamalı. Nesneler anlaşılacak, insanların arkadaşları ve yoldaşları haline gelecek ve insanlar onlarla nasıl güleceklerini, eğleneceklerini ve etkileşime geçeceklerini öğrenecekler.”

Petr Kogan, kaleme aldığı tanıtım broşüründe Sovyet Pavyonunu şöyle tanımlıyordu: “Fuarın bize ayrılan bölümünde seçkin mobilyalar veya değerli kumaşlar yok. Ziyaretçiler ne elmaslar ne de kürkler bulabilecek. Ancak yaratıcı sınıfların ileri doğru sıçrayışını algılayabilenler işçi kulübü ve okuma odasının basit ve sade tasarımından keyif alacaklar. Burada her şey yeni, her şey Rusya’yı eşitlik ve özgürlüğün hüküm sürdüğü bir ülke yapacak olan iki sınıfın gelişen medeniyetini yansıtıyor. Yeni kurucularımızın dünyaya söyleyecek çok şeyleri olduğuna inanıyoruz. Bu inançla, uluslararasındaki yeni sanatsal rekabete kararlılıkla giriyoruz.”

Pavyonun merkezinde tablolar, heykeller, kitaplar, elbiseler, porselen ve seramik ürünler, mimari projeler, parti ve meslek örgütlerinin afişleri gibi pek çok malzeme sergileniyordu. Bu malzemenin birçoğu 1923’te Moskova’da düzenlenen Tüm Rusya Tarım, El Sanatları ve Sanayi Fuarı’ndan getirilmişti. Ayrıca pavyonun içinde Vladimir Tatlin’in Komintern Anıtı bulunuyordu.

Sovyet Pavyonunun açılışında katılımcıların Sovyet iktidarı lehine tezahürat yapması ve Fransa’nın Fas’a askeri müdahalesini protesto etmesi ile Fransa Eğitim Bakanı pavyonu terk etmişti. Bu belki de pavyonun amacına ulaştığının en önemli göstergesi idi!

Fuarın Kapanışı

Melnikov’un Sovyet Pavyonu, fuarın kapanışında ödüllendirildi. Yeni sosyalist cumhuriyetin modern kültürün ön saflarında olduğu vurgulandı ve devrimi izleyen yıllarda sanat, mimari ve tasarımdaki yaratıcı patlamaya övgüler yapıldı.

1929’da El Lissitzky Melnikov’un Sovyet Pavyonu için şöyle diyordu:

“Mimarimizin yeniden inşası için açık kanıtlar sunan ilk küçük bina, Melnikov tarafından tasarlanan 1925 Paris Dünya Fuarı'ndaki Sovyet Pavyonu idi.”

Sovyetler Birliği devrimci bir ulus olarak tanındı, eski toplumun kültürü ile bağlarını kopararak geleceğin çağdaş kültürünü inşa ettiği ve mevcut politik düzene meydan okuduğu mesajını vermişti.

Bu anlamda ilk sınavını başarıyla veren Sovyet tasarımcılar 30’lu yıllarda çok daha güçlü işlerle dünyanın karşısına çıkacaktı.


Kaynaklar:

  • Bureau International des Espositions (https://www.bie-paris.org/site/en/)
  • Ciucci, G. (2018). The Italian, Soviet Union and German pavilions in International Exhibitions 1925-1939. The Italian, Soviet Union and German pavilions in International Exhibitions 1925-1939, 133-165.
  • Smith, B. (2016). The Politics of Soviet Self-Representation: Soviet Cultural Diplomacy at the 1925 and 1937 Paris World's Fairs.
  • Willette, J. (2020). The Soviet Pavilion 1925 (https://arthistoryunstuffed.com/the-soviet-pavilion-1925/)
  • Ginés GARRIDO, Mélnikov en París, 1925, Barcelone : Fundación caja de arquitectos (Coll. Arquia/thesis, 33), 2011, 262 p.