DSÖ'nün madalya taktığı Türkiye'de sigara kullanımı artıyor
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tütünle mücadele stratejisini değerlendirdiği raporunda tütün kontrol önlemlerini en başarılı şekilde uygulayan ülke ilan etti. Oysa sigara tüketimi 2018 yılında da artan ülkede yılda kişi başına 70 paket sigara tüketiliyor!
[BAA - Toplum Sağlığını Koruma ve Geliştirme/ İlker Belek]
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) global tütün epidemisi konusunda 26 Temmuz’da açıkladığı son rapor, örgütün bu konuya ne kadar teknisist ve şekilci yaklaştığının bir kanıtı oldu. DSÖ bu raporda Türkiye’yi tütün kontrol önlemlerini en başarılı şekilde uygulayan birinci ülke ilan etti.
Büyük buluş: MPOWER!
DSÖ’nün tütün kontrolüyle ilgili önlemleri MPOWER olarak kısaltılmıştır ve şu adımları içerir:
M: Tütün kullanımını ve önleme politikalarını izle.
P: İnsanları tütün kullanımından koru.
O: İnsanlara sigarayı bırakma konusunda destek sağla.
W: İnsanları tütünün zararları konusunda uyar.
E: Tütün reklamları ve tütüne verilen destek konusundaki yasakları güçlendir.
R: Tütün vergilerini yükselt.
DSÖ’nün Türkiye’yi birinci ilan ettiği mücadele stratejisi budur ve ilan ettiği şey aslında halk sağlığıyla ilgili konulara ne denli dar, teknisist yaklaşmakta olduğudur. DSÖ’nün bu yaklaşımı açık biçimde bilimden uzak bir çizgiyi ifade eder, bu çizginin başarıya ulaşma şansı yoktur.
DSÖ’nün bu bilim dışı çizgiye düşmesinin nedeni bireyleri sigaraya başlatanın bireysel sorunlar olduğunu düşünmesi ve dolayısıyla da tütünle, sigarayla mücadeleyi de birey ölçeğiyle sınırlamasıdır: Bireyi bilgilendir, sigarayı bırakmaya özendir, bırakmak isteyene destek sağla, vergiyi artır, vb...
DSÖ’nün MPOWER stratejisinin içinde toplumsal, sosyoekonomik gerçekliği kavrayan tek şey tütün reklamlarıyla ilgili olanıdır ve DSÖ yalnızca bu noktada tütün alanındaki tekeller gerçeği ile temas etmiş olmakta ancak burada bile tekelleşmeyle kapitalist üretim ilişkileri arasındaki doğrudan bağlantıyı görmezden gelmektedir.
REKLAMLAR YASAK, TEKELLER GÜÇLÜ
DSÖ’ne göre sigara reklamlarının sınırlanması ya da yasaklanması sigarayla mücadele etmenin etkili bir yoludur. Oysa gerçeklik epey farklıdır. Tekeller ve kapitalizm bir bütündür. Kapitalist yasallık içinde sigara reklamlarının yasaklanması tekellerle ve sigarayla mücadele etmek anlamına gelmemektedir. Nitekim bundan yalnızca iki ay önce Sağlığa Evet Derneği başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı bu gerçeği “Tütün endüstrisi çok güçlü ve Türkiye’ye yeni ürünlerle saldırmaya devam ediyorlar” diyerek tespit etmiştir.
Evet, DSÖ’nün tütün mücadelesinde birinci ilan ettiği AKP yönetimindeki Türkiye’de tekeller çok güçlüdür ve halk sağlığına saldırılarını örneğin elektronik sigarayla sürdürmektedir. Ve Türkiye’de TEKEL’in sigara bölümünü satın almış olan sigara tekeli BAT’ın üst düzey bir yöneticisi bu yılın başında ticaret bakan yardımcılığına atanmıştır.
2018 TÜKETİMİ: 118.5 MİLYAR ADET!
Türkiye’nin durumu aslında bilim dışı yaklaşımın iflasının kanıtı olması bakımından öğreticidir. Zira: Türkiye’de son birkaç yıldır tütün kullanımı yeniden dramatik bir artış içindedir, sigaraya başlama yaşı yeniden 10 yaşın altına inmiştir. Türkiye tarihinin en yüksek tütün tüketimi 2018 yılında gerçekleşmiş ve 2018’de 118.5 milyar adet (kişi başına 1400 adet, yani çoluk çocuk kişi başına 70 paket) sigara tüketilmiştir. Ayrıca bu istatistiklerin içinde sigara dışındaki tütün çeşitleri yer almamaktadır.
İşte DSÖ’nün tütün mücadelesinde birinci ilan ettiği Türkiye budur.
Neden böyledir, neden Türkiye’de tütün kullanımı artıştadır, neden DSÖ’nün tütünle mücadele stratejisinde en başarılı ilan ettiği ülkede açık bir başarısızlık vardır? Bu soruların tek bir yanıtı bulunuyor: Çünkü sigaraya başlamayı tetikleyen nedenler toplumsal ölçekli, sosyoekonomik faktörlerdir, bireysel değil. İşsizlik, geçim sıkıntısı, eğitim olanaklarına ulaşamama, hayatı anlamsız bulma gibi. Yani kapitalist üretim ilişkilerinden kaynaklı sorunlar kümesi. Bu nedenlerle mücadele edilmeden sigarayla mücadele edilemez. Bu nedenler ortada ise, bu nedenlerin boyutu artıyorsa tütün kullanımı da artacak demektir.
İşte bu nedenle Türkiye’de tütün kullanımı artmaktadır. AKP’nin sigara karşıtlığı tamamen ideolojik-dini referanslıdır ve Türkiye, DSÖ stratejilerinin değil, bireyci yaklaşımın ve yasakların tütün kullanımında hiçbir etkisinin olmadığının kanıtlandığı yerdir.
DSÖ Türkiye’yi taltif ederek, hem gerçekleri çarpıtmış hem de kendi bilim dışı yaklaşımını ve yasakçı AKP yönetimini meşrulaştırmış olmaktadır.