Dijital Sistemlerle Çalışmak İyi mi, Kötü mü?
Yeni incelenen verilere göre dijital sistemlerle uğraşan çalışanlar sıklıkla kızgınlık, stres ve sağlık problemlerinden şikayetçi.
[BAA – Kolektif Yaşamı Kurgulama / Yavuz Köroğlu]
Günümüzde dijital sistemler (bilgisayarlar ve diğer elektronik yardımcılar) iş yaşamına hızla ve yaygın bir biçimde nüfuz ediyor.
ACM XRDS Dergisi’nin Kış 2018 sayısının açıkladığı verilere göre İsveç’teki toplam işgücünün yüzde 85’i için dijital sistemler iş yaşamının günlük bir parçası. Yine bu toplam işgücünün yüzde 50’si çalışma saatlerinin yarısından fazlasını bu dijital sistemlerle geçiriyorlar. Dijital sistemlerin üretkenliği artırdığı bir gerçek, ama çalışanlar açısından birçok dezavantajı da beraberinde getiriyor.
ACM XRDS Dergisi’nin yine aynı sayıda açıkladığı verilere göre dijital sistemlerle uğraşan çalışanlar sıklıkla kızgınlık, stres ve sağlık problemlerinden şikayetçi. İsveç Çalışma Ortamı Yetkili Makamı’nın (Swedish Work Environment Authority) 2018 sonunda yaptığı açıklamaya göre bilgisayar kullanan işgücünün yüzde 25’i bilgisayar kullanmaktan kaynaklı sağlık problemleri yaşamış durumda. Yine aynı açıklamaya göre bu sağlık problemlerinin yüzde 48’i aynı yerde sürekli oturuyor olmaktan kaynaklı.
Yetkililerinin açıklamalarına göre bilgisayardan kaynaklanan sağlık problemleri en çok İsveç kamu kuruluşlarında çalışan kadın personelde ortaya çıkmakta. Bu kuruluşlarında çalışan kadın personelin yüzde 55’i bilgisayar kaynaklı sağlık sorunları yaşamakta. Bu durumun tarihsel olarak kadınlara daha “monoton ve tekrara dayalı” işlerin yükleniyor olmasından dolayı oluşuyor olabileceği vurgulanmakta.
Dijital sistemlerle çalışmanın üretkenliği artırdığı üzerine de şüpheler bulunmakta. 2016 yılında açıklanan ünlü CHAOS raporlarına göre dünyadaki 50 bin farklı yazılım projesi üzerinden yapılmış bir çalışma, bu projelerin yüzde 71’inin başarısızlıkla sonuçlandığını göstermiş durumda. Başarısız olmuş projelere aktarılmış enerji ve emek de boşa gitmiş oluyor. Çalışmalar projelerin pahalılaştıkça başarı oranlarının düştüğünü gösteriyor.
ACM XRDS Dergisine göre bu durum çalışanlar üzerinde olumsuz bir etkiye sahip. Çalışanların çoğu gereğinden çok daha yavaş ya da yapılacak işler için tam uygun olmayan sistemlerle çalışmak zorunda kalıyor. Verilere göre İsveç’te dijital sistemlerle çalışan işgücü uygun olmayan ve yavaş çalışan sistemler nedeniyle günde ortalama 28 dakika kaybediyor. Ayrıca çalışanlar bu dijital sistemleri kontrol ettiklerini değil, dijital sistemlerin kendilerini kontrol ettiği hissine kapılıyorlar.
Yazılım şirketleri piyasada tutunabilmek adına gereğinden ve yapabileceğinden çok daha fazla proje üretme ve bu projeleri imkânsız denebilecek ölçülerde genişletme yoluna gidiyorlar. Özellikle monoton işlerle uğraşan çalışanlar, yaptıkları işin boşa gideceği inancı ve düzgün çalışmayan sistemler yüzünden işlerine yabancılaşıyor ve fiziksel sağlık sorunları yaşıyorlar. Dijital sistemlerin bireyin üretkenliğini artırması beklenirken toplam üretkenliği azaltması da sorunu büyütüyor. Dolayısıyla hem çalışana hem de projelere önerisi bir iş tanımlanırken ve o iş için gerekli dijital sistemler kurulurken pratik toplumsal çıktılar ve çalışan sağlığına olan etkilerin göz önüne alınması gerekiyor.
Kaynaklar:
Bent Sandblad ve Thomas Lind. Why Digital Systems Do Not Reach Their Full Potential in Organizations. ACM XRDS Kış 2018 Sayısı, sf.32
The Swedish Work Environment Authority (Arbetsmiljöverket). Arbetsorsakade besvar (Work-Related Disorders). Arbetsmiljöstatistik Rapport. 2018.
Standish Group. CHAOS Report. 2016.