Bilim Dünyasından

BilimsoL haberlerinden derleme

Çin'den dünyaya:"Artık çöpünüzü almayacağız"

1980’lerden itibaren kapitalistleşen Çin, geri dönüşüme sokmak için tüm dünyadan çöp toplamaya başladı. Bu sayede Çinli fabrikatörler plastik gibi erişimde zorluk çekilen hammaddelere ucuzca erişiyordu. Ayrıca başka ülkelerin yatırım yapmak istemediği bu sektör Çinli patronlar için karlıydı. Bu yoğun emek istemesinin yanı sıra tehlikeli olan sektöre ekonomik büyüme adına Çin hükümeti göz yumdu.

Geri dönüşüm işletmelerinin halk sağlığına olan olumsuz etkilerini saklamak güçleştikçe Çin’de toplum sağlığı konusunda duyarlılık da arttı. Çin hükümetine konuyla ilgili kısıtlama baskılarının artmasıyla, 2017 yılı sonunda hükümet 4 çöp maddesinin ithalatını yasakladı.

Bu yasağın sonuçlarını kestirmek kolay değil. Geri dönüşüm ürünlerinin ne yapılacağı büyük sorun teşkil etmekte. Çin’in bıraktığı bu sektörü ise zengin Batı’lı çöp üreticisi ülkelerin kendi sektörlerini kurarak devam ettirebilirler ya da daha yüksek olasıkla bu faaliyetlerin Çin’den daha fakir veya uluslararası sermaye manipülasyonlarına açık ülkelere kaydırılması.

En büyük Mersenne asalı keşfedildi

Yalnızca 1'e ve kendilerine bölünebilen sayılar olan asal sayılar, teorik matematik alanı da dâhil kriptoloji ve programlama gibi birçok alanda önemli bir yere sahipler. Mersenne asalları da 2^p(2 üstü p)-1 biçiminde yazılabilen özel bir asal sayılar ailesi. Mersenne asalları, adını 17'nci yüzyılda bu tür sayılar üzerinde ilk olarak çalışmaya başlayan 1588-1648 yılları arasında yaşamış Fransız matematikçi Marin Mersenne'den alıyor.

Bir bilim gönüllüsü tarafından bugüne kadar keşfedilen Mersenne asalından 1milyon daha fazla basamak içeren yeni Mersenne asalı 2'nin kendisiyle 77,232,917 defa çarpılması ve sonra 1 çıkarılmasıyla elde ediliyor.

Suçlunun şahidi dil(se)

Dil bilim, insan dilini bilinen tüm yönleriyle incelemeyi hedefleyen bir bilim dalıdır. Diğer bilim dallarıyla olan etkileşimiyle birlikte disiplinler arası ve çok bilimli araştırmalarda sıkça kullanılmaktadır. Adli dil bilimin eski Yunan döneminde intihale dayalı suçlarla birlikte ortaya çıktığı söylenebilir.

Adli dilbilim uzmanlığı henüz Türkiye’de bir meslek alanı olarak tanımlanmamış olsa da, Avrupa ve Birleşik Devletlerdeki ceza mahkemelerinde bu kişiler gerektiğinde bilirkişi olarak yer alabiliyor, adli soruşturma birimlerinde polisle işbirliği yapabiliyorlar.

Unabomber vakası adli dil bilimin katkısıyla Birleşik Devletlerde gerçekleşen en çarpıcı davadır. Unabomber lakaplı şahıs 1978-1995 yılları arası sanayi toplumu karşıtı bir terör kampanyası başlatmış, bir manifesto yayımlamış, evlerine bomba göndererek 3 kişinin ölümüne ve birçok kişinin de yaralanmasına sebep olmuştur. Amerikan federal polisi Unabomber’ın yayımladığı manifestoyu incelemesi için bir dil bilimci olan Roger Shuy ile anlaşmıştır. Shuy bombacının sözcük seçimi ve kullanımına bakarak, eğitimli olduğunu ve hatta doğa bilimlerine aşina bir altyapısı olduğunu, nerede yaşıyor olabileceğini tahmin etmiştir.

Sonunda kardeşi tarafından ele verilerek yakılan saldırgan Theodore Kaczynski’nin dil bilimi sayesinde tahmin edildiği gibi eğitimli biri olduğu, hatta matematik dehası olarak ün saldığı öğrenilmiştir.

Yeni keşfedilen bir dil, Le Guin’in "Mülksüzler"ini anımsatıyor

Dünya üzerinde şu anda 7.000 dil konuşuluyor. Araştırmacılara göre 100 yıl içersinde bu dillerin yarısının yok olacağı düşünülüyor.

Malezya’nın kuzeyinde Isveçli toplumbilimciler tarafından yeni keşfedilen Jedek dili içerdiği kelimeler bakımından şiddetsizlik ve cinsiyet eşitliği içeren bir avcı-toplayıcı topluma ait. Jedek dili şimdiden yokolmakta tehlikesi olan diller arasına girmiş bulunmakta. Dilde satın almak/vermek, borç almak/vermek gibi sermaye düzeni içinden oluşan kavramlar bulunmazken paylaşmak, değiş tokuş etmek gibi kelimelerin çokça bulunduğu görülüyor.

Jedek halkının mülkiyet anlayışından yoksun olduğunun en somut kanıtı da dilde “sahiplik” bildiren kalıpların olmaması. Bu da akla Ursula K. Le Guin'in "Mülksüzler" isimli eserindeki "Pravic" dilini hatırlatıyor. Ünlü bilim kurgu romanında, özel mülkiyetin olmadığı bir toplum yaratan Anarres halkının dilinde de tekil iyelik ekleri bulunmuyordu.

Ekolojik durum tahmini yapmak mümkün mü?

İklim değişimi krizinin getirdiği sorunları tahmin etmek ve çözüm üretmek için kullanılan başlıca bilim dalıdır Ekoloji. Günümüze kadar bu tahmin ve çözüm yöntemleri daha uzun zaman aralıkları için uygunlanmaktaydı. Mesela türlerin iklim değişimine göre dünya üzerindeki dağılımları nasıl olacak şeklinde ekolojik tahminler yapan bir çok araç geliştirildi. Son zamanlarda kısa vadeli ekolojik tahminlerden günler, aylar, yıllar bazında daha iyi sonuçlar elde edileceği düşünülmekte. Bu tarz kısa vadeli tahminler tarım, balıkçılık, ormancılık gibi alanlarda alınacak olan kararları büyük ölçüde iyileştirebilir. Ekoloji eğitimi verilen kurumlarda gidilecek iyileştirmeler (istatistiksel ve modellemeye yönelik eğitimin Ekoloji bilimine uyarlanması) bu gibi Ekolojik tahmin yapma yöntemlerini çok daha ileriye taşıyacaktır.

Kırmızı şarap kalp hastalıklarından nasıl koruyor?

Fransız toplumunun yüksek miktarda doymuş yağ ve kolestrol tüketim alışkanlığına rağmen bu tarz gıdaları daha az tüketen diğer batı toplumlarına göre Fransız toplumunda kalp damar hastalığı görülme sıklığı çok daha az. Bu durum şarap tüketimiyle ilişkilendiriliyor ve “Fransız paradoksu” olarak adlandırılıyor. Bilim insanları, kırmızı şarabın bu pozitif etkisine resveratrol denilen bir flavonoid molekülün önemli bir katkısı olduğunu saptadı. Resveratrolün kötü kolesterolün oksitlenip daha tehlikeli hale gelmesini önlediğine yönelik bulgular da bulunmakta.

Beyin yaşlanmasında domino etkisini durdurmanın yolları

İnsanlar yaşlandıkça doğal olarak beyinleri ve sinir hücreleri(nöronlar) yaşlanıyor. Ancak beyindeki bazı nöronlar ya da nöron grupları diğerlerinden daha hızlı yaşlanma eğiliminde olabiliyor. Koku alma duyusunun zamanla azalarak kaybı yaşlanmanın başlıca işaretlerinden sayılmaktadır. Drosophila melanogaster (sirke sineği) model organizması kullanılarak yapılan bir araştırmada bu koku kaybının eşlik ettiği yaşlanma mekanizmasından kokuyla ilgili olan tüm sinir hücrelerinin değil beli tipteki sinir hücrelerinin bozulması olduğunu gösterdi. Bu sinir hücrelerinin bozulmasının sebebi ise oksidatif stres adı verilen bir tür kimyasal stres olduğu gösterildi. Yani oksidatif stres belirli nöronların bozulmasına sebep oluyor, bu da zamanla tüm sinir sisteminin çökmesine sebep olan bir domino etkisi yaratıyor. Ne güzel ki araştırmacılar oksidatif stresin bu kötü etkisinin önlemenin yolları olduğunu da gösterdiler. Diyete eklenen resveratrolün ve belirli bağırsak bakterilerinin bu etkiyi azalttığı gösterildi. Sonuç olarak tüm bu etkiler sağlıklı yaşam süremekle mümkün, sağlıklı bir yaşam sürmenin birinci koşulu ise eşitlik; ücretsiz biçimde sağlık hizmetine erişebildiği eşitlikçi bir sistem.

Nobel ödüllü 'anti-kapitalist' genetikçi hayatını kaybetti

İngiliz genetikçi John Sulston 75 yaşında yaşamını yitirdi. Sulston 1990 yılında başlayan İnsan Genomu Projesi'nin öncüleri arasındaydı, araştırmanın kamu kaynaklarıyla yönetilmesi ve sonuçlarının halka açık olması gerektiğini savunan bilim insanları arasındaydı. Sanger Enstitüsü’nün de kurucusu olan Sulston 2000 yılına kadar buranın müdürüydü. Sulston hücre bölünmeleri üzerine yaptığı çalışmalarıyla 2002 yılında Nobel Tıp Ödülü’ne layık görüldü. Sulston kendini anti-kapitalist olarak tanımlıyor ve yazılarında çok uluslu tekellerin sağlık alanındaki egemenliğinin yarattığı tehlikelere değiniyordu. Dünyada eşitsizliğin başlıca sorunlardan olduğunu kabul ediyordu.

Sulston'un ve meslektaşlarının çabaları sayesinde bugün herkesin insan genomu dizisine internet üzerinden erişimi bulunmakta.

Antik Mısırlı mumyalarda figüratif dövmeler keşfedildi

Avrupa’nın farklı yerlerinden bir grup araştırmacı, British Museum’da bulunan iki mumya üzerinde resimli dövmeler olduğunu keşfetti. Araştırmacıların dövme olduğunu keşfettiği mumyalar üzerindeki koyu lekeler, bilinen en eski figüratif dövme olarak kayda geçti.

Stephen Hawking kimdir?

Stephan Hawking zamanımızın en ünlü bilim insanlarından biriydi. Yaşamını ALS hastası olarak devam ettirmesine rağmen, kurumsal fizik alanında çalışmalarına devam etmiştir. Bu yönüyle pek çok insana ilham veren önemli bir figür olarak tarihte yerini almış bulunuyor. Adıyla anılan en popüler konu, kuşkusuz, "Büyük Patlama" hipotezidir. Hawking 1979-2009 yılları arasında Isac Newton’un da taşımış olduğu "Lucasian Professor of Mathematics" ünvanını taşıdı. Yalnızca akedemik çalışmalarıyla değil popüler bilim yayınları ve programramları tarafından da ilgi odağı olmuş, 1988'de yayımladığı Zamanın Kısa Tarihi 20. yüzyılın en çok okunan popüler bilim kitapları arasında yer almıştır.

İngiltere’de sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi konusunda çıkan tartışmalarda ön plana çıkmış ve özelleştirmeye karşı, herkesi kapsayan eşit ve parasız sağlık hizmeti politikasını desteklediğini ifade etmiştir. Hawking ayrıca İsrail'in Gazze'ye saldırılarını alenen eleştiren aydınlar arasındaydı. Filistin'e destek için 2013'te İsrail'de gerçekleşen bir bilimsel toplantıyı boykot etmiştir.