TÜBİTAK Evrim Karşıtlığına Devam Ediyor
Geçtiğimiz hafta TÜBİTAK, eski YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın editörlüğünü yaptığı, geniş kapsamlı bir Sosyal Bilimler Ansiklopedisi yayınladı. Hem basılı hem de çevrimiçi olarak erişilebilen ansiklopedinin “Biyolojik Evrim” maddesi, evrim karşıtlığı ile aydınlanmaya, akla ve insanlığın binlerce yıllık bilgi birikimine adeta meydan okuyor.
En temel bilimsel bilgilerin bile yanlış aktarıldığı söz konusu maddede, biyolojik bilimlerin temel konusu olan biyolojik evrimin varlığının ispatlanmamış olduğu iddia ediliyor. İçinden geçtiğimiz pandemide tüm insanlık virüsler üzerinden evrime bir kez daha anbean şahit olurken, hâlâ ispat isteyenlerin derdinin ise başka olduğu açık!
Türkiye’de halihazırda evrimsel biyoloji alanında çalışmakta olan onlarca bilim insanı varken, bu maddenin bilimsel düşünceyle hiçbir ilişkisi bulunmayan, evrim karşıtlığı ve gericiliği ile bilinen Adem Tatlı’ya yazdırılmasının tesadüf olmadığını biliyoruz.
Bugün gerçekleşen bu saldırılar yeni değil, dinci gericiliğin, piyasacılığın önünün alabildiğine açıldığı AKP’li yıllarda, bilim de her alanda boy gösteren gericilikten payını aldı: Evrimin biyoloji dersi müfredatından çıkarılması, evrim kuramını anlatan öğretmenlere soruşturma açılması, Darwin’in ve evrimin TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik dergisinde sansürlenmesi, iktidarın desteğiyle sahte fosillerle liselerden üniversitelere, tüm eğitim kurumlarında sergilerin açılması…
Biz, aydınlanma ile gericiliğin kavgasını Ortaçağdaki engizisyon mahkemelerinden, Bruno’ların yakılmasından, Darwin’i tehdit edenlerden biliyoruz. Bugün sermaye sınıfı iktidarını korumak için sırtını aynı dinci gericiliğe yaslıyor. İşte bu yüzden gericiliğin insanlığın aydınlanmacı birikimi ile kavgası, evrim karşıtlığı üzerinden bugün hâlâ devam ediyor. Çünkü evrim demek; insana, doğaya, tüm canlılığa tarihsel bir anlayışla bakmak demek, böyle gelmiş ama böyle gitmez, koşullar değişirse değişim, dönüşüm gerçekleşir demek!
Yaşamın tarihi bize, canlılığın ve insanlığın birikim ve sıçramalarla ilerlediğini gösteriyor. Egemenlerden yana değil her zaman emekçilerden yana olan Bilim ve Aydınlanma Akademisi emekçilerin iktidarında, laik ve bilimsel eğitimin hüküm sürdüğü, bilginin toplumsallaştığı, bilimin sermayenin kâr etmesine değil toplumun yararına hizmet ettiği ve mutlaka gelecek olan günler için mücadelesini sürdürüyor.
Aydınlanma mücadelemizde, tüm bilim emekçilerini bir araya gelmeye ve bu karanlığa karşı koymaya davet ediyoruz.
Bilim ve Aydınlanma Akademisi