Toplumcu bir matematikçi portresi olarak Cahit Arf
Türk matematiğinin kurucularından biri olan Cahit Arf sadece kürsüden öğretmekle kalmıyordu, aynı zamanda hak arama mücadelelerinde de onlara kol kanat geriyor ve öncülük ediyordu. 1994’te, Cahit Arf hayattayken çekilen 'Simurg; Gerçeğin Peşinde Otuz Yolcu' isimli belgesel dizisinin iki kısımdan oluşan Cahit Arf bölümlerini çevrim içi olarak izleyebilirsiniz.
[BAA – Matematik/ Oğuz Şavk]
Cahit Arf 1910 yılında Balkan yarımadasında, o zamanlar bir Osmanlı vilayeti olan Selanik'te doğar. 1912'de Balkan Savaşı'nın başlamasıyla birlikte ailesiyle İstanbul'a taşınırlar. 1934 Soyadı Kanunu çıkarıldığında, ailesi Arf kelimesini özgün bir soy isim yaratmak maksadıyla Arif’ten türetirler.
Gençlik Yılları
Cahit Arf’ın çocukluğu Balkan Savaşları'nı, Birinci Dünya Savaşı'nı, Çanakkale Muharebesi’ni, Batı Anadolu’daki Yunan işgalini ve İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından işgalini kapsıyor. Mustafa Kemal ve arkadaşları 1919'da işgalci güçlere ve saltanata baş kaldırdığında, Cahit Arf'ın posta ofisinde çalışan babası Ankara'ya taşınmaya ve bu devrimci hareketin saflarına katılmaya karar verir.
Cahit Arf 13 yaşındayken, Türkiye bağımsız bir cumhuriyet olarak ortaya çıkar. Yeni Cumhuriyet fakirdir ve sayısız savaş nedeniyle maddi kaynaklardan yoksundur; ancak tüm bunlara rağmen toplumda umut uyandırmayı başarır. Arf'ın çocukluk yılları böyle bir atmosfere tanıklık eder.
Arf'ın matematiğe olan yeteneği ilkokulda keşfedilir. Öğretmeninin rehberliğiyle Arf, Öklid'in Öğeler kitabı üzerine çalışır. İlkokuldan lise eğitimine geçişte, ortaya çıkan uluslararası ekonomik kriz Arf’ın lise eğitimini şekillendirmesine neden olur. 1926'da Fransız Frangının Türk Lirası aleyhine devalüe edilmesi, babasının onu Fransa'ya göndermesine olanak sağlar. Cahit Arf böylece Paris’teki prestijli St. Louis Lisesi'ne gönderilir. Eğitimini beklenen üç yıl yerine iki yılda tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönen Arf, Fransa'daki École Normale Supérieure'deki çalışmalarına devam etmek için bir devlet bursu elde eder. 1928-1932 yılları arasında École Normale Supérieure'de lisans eğitimi alan Arf, bu okuldan mezun olan ilk Türk öğrenci olarak ülkeye geri döner.
Matematiğe Katkıları
1932'de genç bir mezun olarak Arf, hayatını liselerde matematik öğretimine adamaya karar verir ve ardından Kastamonu'ya gitmeyi düşünür; ama İstanbul'da kalmaya ve Galatasaray Lisesi'nde ders vermeye ikna edilir. Cumhuriyet'in modern dünyayı takip etmek üzere yürürlüğe soktuğu 1933 Üniversite Reformları ile birlikte İstanbul Üniversitesi'nde genç eğitmen olarak görevlendirilir.
Reformları planlayan ve uygulayan kurulda ilk doktoralı Türk matematikçi Kerim Erim de yer alır ve Cahit Arf, Ferruh Şemin ve Ratip Berker'i üniversite hayatına çekme konusunda etkili olur. Bu bilim insanları Türk matematik geleneğini birlikte yaratırlar ve yeni nesillere akademik dünyada rehberlik ederler.
Arf matematikte lisansüstü eğitim almak için 1937'de Göttingen'e gider. Burada Helmut Hasse ile çalışmaya başlayan Arf, radikaller tarafından çözülebilecek tüm cebirsel denklemleri sınıflandırmayı arzular. Bu oldukça zor bir problem olduğundan Hasse doğal olarak Arf'ı daha gerçekçi bir alt probleme yöneltir. Yıllar sonra, 1974'te Silivri'de bir sempozyum sırasında Hasse, Arf için tez problemini aldıktan sonra birkaç ay boyunca ortadan kaybolduğunu ve dönüşte çözümle birlikte geldiğini, anlatacaktı. Bu teorem günümüzde Hasse-Arf teoremi olarak biliniyor. Bunun dışında Arf değişmezi, Arf halkası ve Arf yarı grubu matematiğe kazandırdığı diğer önemli kavramlardır. Özellikle Arf değişmezi matematiğinin çeşitli alanlarında aktif bir şekilde kullanılmaya hala devam ediyor.
İstanbul Üniversitesi'nde başarılı kariyeri ona Mainz'daki Bilimler Akademisi'nin üyeliğini getirir ve burada Riemann-Roch teoreminin aritmetik türü üzerine bir ders tertip eder. Daha sonra Hasse'nin davetiyle Hamburg'da bir ay kalan Arf, sayı cisimleri üzerindeki Riemann-Roch teoremi üzerine bir dizi konferans konuşması verir.
Arf İstanbul'daki mühendisler ve fizikçilerle de çalışmaya başlar. Bunlardan biri, lisansüstü çalışma için yurtdışına gönderilen ilk bilim insanlarından biri olan Mustafa ̇İnan'dır. İsviçre'de, çökmekte olan bir köprüye etkiyen kuvvetler üzerine yüksek lisans eğitimi alan İnan, köprünün toleransını etkileyen bazı stres çizgilerini keşfeder. İnan'ın çalışmalarının çoğu deneysel olduğundan Arf bu stres çizgilerinin matematiksel modellemesini yapmaya başlar. Bunun neticesinde bir dizi makalede bu sorunu iki boyutta çözmeyi başarır.
1949-1950'de Arf, Maryland Üniversitesi'ni ziyaret eder. 1962'de İstanbul Üniversitesi'nden emekli olduktan sonra ileride Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşecek olan Robert Koleji'nde bir yıl çalışır. Ziyaretçi olarak İleri Araştırmalar Enstitüsü'ne davet edilir ve 1964-1966 yılları arasında Princeton'da bulunur. Princeton'dan sonra California, Berkeley'de bir yıl geçirir ve Türkiye'de yaşamak istemesi üzerine kendi isteğiyle 1967 yılında Türkiye'ye döner.
Döndükten kısa bir süre sonra Kanada ve Amerika'daki üniversitelerden konuk öğretim üyesi olarak teklifler alır. H.S.M. Coxeter'in bir teklifini kabul etmek üzereyken Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden gelen telefon bu üniversiteye atandığını ve uçak biletinin alındığını söyler ve artık Arf ODTÜ'de göreve başlar.
Toplumcu bir bilim insanı olarak Cahit Arf
Arf ODTÜ Matematik Bölümü'nde ikamet ettiği yıllarda bir bilimsel idole dönüşür. 1976 yılında Süleyman Demirel’in başında olduğu Milliyetçi Cephe hükümeti, ODTÜ’yü kontrol altına almak için Hasan Tan’ı rektör olarak atar. Bu girişime ODTÜ öğrencileri, işçileri ve öğretim üyeleri karşı çıkıp direnişe başlarlar. Öğrenci boykotları ile birlikte okulda eğitim durur. ODTÜ’nün bütün dekanları ve bölüm başkanları istifa ederek bu atamaya karşı tepkilerini gösterirler. Öğretim üyeleri, aralarında bir icra komitesi oluşturarak üniversite yönetimini Hasan Tan’ın eline bırakmama kararı alır, dört kişiden oluşan bu komitenin üyelerinden birisi de Cahit Arf'tır. Direniş sonucunda Hasan Tan rektörlüğü bırakıp yurt dışına kaçar.
Direnişçi hocalardan Uğur Ersoy’un, Cahit Arf ile ilgili bir anısı, onun bilime bakışını ve cesaretini çok iyi ortaya koyuyor. Bir gün dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren bu icra komitesini çağırır ve birçok askerin içinde onlara “Hocam, benim anlayamadığım bir husus var. Bizim de üniversitemiz var: Harp Okulu. Orada hiçbir disiplinsizlik yok, çıt çıkmıyor. Sizde boyuna sorun çıkıyor. Bunu anlamakta güçlük çekiyorum” diyerek fırça atmaya başlar. Cahit Arf da komutana “Harp Okulu’nda öğrencilere ne öğretilmesi gerektiğini biliyor musunuz?” diye sorar. “Elbette biliyoruz” yanıtını alınca da şu tarihi sözleri söyler; “Bakın sorun buradan kaynaklanıyor. Biz öğrenciye ne öğreteceğimizi tam olarak bilmiyoruz. Daha doğrusu emin değiliz. Eğer öğreteceğimiz her şeyden emin olsaydık, o zaman orası üniversite olmazdı. Üniversite, tartışarak gerçeklerin arandığı bir kurumdur. Tartışma olan yerde de sorun çıkması doğaldır”. Darbeden sonra Cahit Arf’ın isminin yazılı olduğu levha odasının kapısından söktürülür.
1980 yılında ODTÜ’den ayrıldıktan sonra TÜBİTAK'ın kurulmasında çok emeği geçer ve TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev alır. 1983-1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği’nin başkanlığını yapar. Artık Gebze'ye seyahat edemeyecek duruma geldiğinde, çoğunlukla Bebek'te kalacak ve zaman zaman Boğaziçi Üniversitesi'ni ziyaret edecektir. 26 Aralık 1997'de uykusunda huzur içinde vefat eder.
Ölümünden birkaç yıl sonra ODTÜ Matematik Bölümü ve Matematik Vakfı Arf Seminerlerini başlatır. Her yıl Arf’ın adını taşıyan matematik oditoryumunda konuşma yapmak üzere ODTÜ'ye tanınmış bir matematikçi davet ediliyor. 2001 yılında başlayan bu konuşmalara bugüne kadar Gerhard Frey, Don Zagier, David Mumford, Robert Langlands, Peter Sarnak, Jean-Pierre Serre, Hendrik Lenstra, Gunter Harder, Ben Joseph Green, John W. Morgan, Jonathan Pila, David E. Nadler, Persi Diaconis, Vladimir Voevodsky, Fernando Rodriguez Villegas ve Geordie Williamson katılmıştır.
Arf Belgeseli
Arf'ın hayatı üç belgeselin konusu olur. Bunlardan ikisi TRT tarafından hazırlanan “Cumhuriyete Kanat Gerenler” ve “Işıkla Yazılmış Öyküler” belgeselleridir. 1994’te T.C. Kültür Bakanlığı ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen 'Simurg; Gerçeğin Peşinde Otuz Yolcu' isimli belgesel dizisi de üçüncüsüdür. Bu belgeseli, Türkiye'de gerçekleşecek olan seminer, konferans, sempozyum ve çalıştay gibi organizasyonları kamuoyuna duyurmak amacıyla matematikçi Özkan Değer tarafından kurulan turkmath.org sitesinin YouTube kanalından keyifle izleyebilirsiniz.
Kaynaklar:
1. Ali Sinan Sertöz, A Scientific Biography of Cahit Arf (1910-1997), https://arxiv.org/pdf/1301.3699.pdf
2. Turkmath Arşivi, Ord. Prof. Dr. Cahit Arf, http://www.turkmath.org/beta/cahitarf.php
3. Ertuğrul Ünlütürk, Cahit Arf, Evrensel Gazetesi, https://www.evrensel.net/yazi/32564/cahit-arf