Toplum İçindeki Zihin: Yüksek Zihinsel İşlevlerin Gelişimi | Lev Vigotski

Ruhan Apaydın
Öğr. Gör., Bilgi Üniversitesi

Lev Semenovich Vygotsky (Ed: M. Cole, V. John-Steiner, S. Scribner, E. Souberman), Mind in Society: The Development of Higher Psychological Processes, Cambridge: Harvard University Press, 1978. ISBN 0-674-57628-4.

Kitap, Vigotski’nin insanlardaki zihinsel gelişimin sosyal ve kültürel çevresi ile etkileşimli olarak ilerlemesinin mekanizmalarını ortaya koyan çalışmalarının bir derlemesi. Vigotski’nin ölümünden 34 sene, öğrencisi Alexander Luria’nın [1] ölümünden bir sene sonra, 1978’de yayımlanmış. Vigotski-Luria Çevresi olarak adlandırılan psikoloji ekolünden öğrencisi olan Michael Cole [2], Luria’nın çevirisi ile Vigotski’nin Rusça dilindeki çalışmalarının ilk çevirilerini yapmış. Ancak kitaptaki dörtlü editör grubu Vigotski’nin makalelerinin bu derlemesini yaparken, anlaşılabilirlik ve tutarlılık oluşturmak için titiz bir çalışma ile ancak oldukça özgür davrandıklarını, çeviri ve derlemelerin yıllarca sürdüğünü, kimi noktalarda Vigostski’nin öğrencilerinin çalışmalarından da yararlandıklarını önsözde açıklıyorlar. Kitap iki bölümden oluşuyor: Temel Teori ve Veri ile Eğitimsel Sonuçlar.

Vigotski, Marx ve Engels’in dünya görüşünden, tarihsel materyalizmden yola çıkarak insanın bilişsel mekanizmasının Marksist bir teorisini kurmaya çalışıyor. 1896’da doğan Vigostski, filoloji ve hukuk eğitimi alıyor. 1917 Ekim devriminde 21 yaşında, Marksizmi çok daha gençken büyük oranda illegal yayımlardan öğreniyor. Edebiyat öğretmeni ve edebiyat eleştirmeni olarak başlayan entelektüel hayatı, zaman içinde onu psikoloji alanına yöneltiyor. Sosyalist devrim ile birlikte Rusya’da idealist psikoloji yerini Marksist psikolojiye bırakıyor ve Vigotski’nin Marksist bir bilim insanı olarak psikoloji/bilişsel bilim alanındaki çalışmaları 28 yaşında başlıyor.

Günümüzde özellikle eğitim/öğretim, oyun, sanat psikolojisi gibi araştırmalarda sıklıkla Vigotski’nin teorilerine referans veriliyor. Hatta —burjuva biliminin idealist bakışı tıkandıkça— Vigotski yeniden keşfediliyor, anlaşılıyor.

Vigotski ve psikoloji bilimi

Genç Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde bilimsel gelişmelerinhalkın ekonomik ve sosyal problemlerini çözeceğine dairbüyük bir umut ve güven var. Vigotski, cevabını aradığı bilimsel sorulara dair bulgularının ve sonuçlarınıneğitim ve tıp alanında işe yarayacağını, topluma yönelik doğrudan pratik karşılığı olacağını düşünüyor.

Vigotski ilk deneylerini kimi zihinsel yetilerin eksik olduğu (zekâ özrü, afazi, doğuştan görme kaybı vb.) hastalar üzerinde yapıyor. Çocuklar üzerinde de, özellikle bilişsel gelişim süreçlerine dair çalışmaları, deney ve gözlemler şeklinde devam ediyor. Genç yaşta ölümü nedeniyle sadece on sene süren ancak çok verimli araştırmalarına dair 135’i yayımlanan 180 kadar makale yazıyor. Leontiev [3] ve Luria gibi Sovyet bilim insanlarının düşüncelerini ve insan entelektüel yeteneklerine bakışlarını derinden etkiliyor.

Vigotski’nin gelişim ve öğrenmeye dair temel çıkış noktası, insanın zihninin çalışmasını biyolojik belirlenimli temel zihinsel işlevler ve sosyo-kültürel belirlenimli yüksek zihinsel işlevler olarak iki aşamaya ayırması. Yüksek zihinsel işlevler, insanın sosyal ve kültürel bir varlık olması nedeniyle toplumsallık içinde gelişen ve ancak bu şekilde, yani toplum ve kültür içinde gelişen dil, düşünme, soyutlama, planlama ve diğer iradi davranışları tanımlıyor. Temel zihinsel işlevler ise insanların özellikle kendisine evrimsel olarak daha yakın olan diğer canlılarla da paylaştığı bellek, algı gibi zihinsel özellikleri içeriyor.

Vigotski insanın içine doğduğu sosyallik ve kültürün, gelişimin farklı alanlarında ve zamanlarında insanın zihninin bir parçası olması sürecini yakından inceliyor. Vigotski, “İnsan eğitiminin, özel sosyal bir doğası vardır ve çocuklar etrafındaki kişilerin entelektüel hayatlarına doğru, o doğrultuda gelişirler.” derken özcü yaklaşımı, bireyde bir özün olduğunu ve bunun büyüdükçe, zamanla ortaya çıkarak kendisini gösterdiği düşüncesini karşısına alıyor. Çocuk ile çevresi bir dikotomi oluşturmadığı gibi araya düşünsel anlamda net bir sınır çizmek de mümkün değil. Çocuğun zihinsel işlevleri, içinde bulunduğu kolektifin zihinsel işlevleri dinamik bir süreç içinde içselleştirilerek zihinsel işlevler haline geliyor. Bu nedenle Vigotski çocuk ile çevresini, düşünme ile yapmayı birbirinden ayırmamak için, aynı zamanda süreçselliği, yani zihinsel işlevlerin kolektif zihinsellikle dinamik etkileşim içinde içselleştirilmesini de öne çıkartmak için ‘aktivite’ soyutlamasını yapıyor. Aktivite’yi, düşünme ile yapmanın, kişi ile çevresinin içinde olduğu en küçük birim olarak tanımlıyor. Gelişim aktivite ile mümkün oluyor.

Vigotski’nin Yakınsal Gelişim Alanı teorisi örneğin, eğitimdeki bu sosyalliğe dair içgörü dolu bir pedagojik yaklaşım sunuyor. Yakınsal gelişim alanı, bir ara bölgeyi temsil ediyor: hâlihazırda varolan bağımsız problem çözme seviyesi sayesinde ulaşılan gelişim seviyesi ile bir yetişkin ya da daha yetkin akran eşliğinde elde edilebilecek potansiyel gelişim seviyesiarasındaki bölgeyi temsil ediyor. Vigotski, kitapta Gelişim ve Öğrenme Arasındaki Etkileşim adlı altıncı makalesinde[4] bu ara bölge teorisinden bahsettikten sonra şunları yazıyor:

“Çocuğun zihinsel yaşını testler ile ölçmeye kalktığımızda, hemen her zaman hâlihazırdaki gelişim seviyesini dikkate almış oluyoruz. Çocukların zihinsel gelişimine yönelik çalışmalarda, sadece çocukların kendi başlarına yapabilecekleri onların zihinsel gelişmelerinin göstergesi oluyor. Çocuklara bir grup test veriyoruz veya farklı güçlük derecelerinde farklı işler veriyoruz ve bu testleri nasıl çözdüklerine göre zihinsel gelişimlerinin kapsamına dair yargıya varıyoruz. Ancak, onlara yol gösterici sorular vererek, sorunun nasıl çözüleceğini göstersek ve sonrasında çocuk onları çözse veya öğretmen çözüme başlayıp çocuk çözümü tamamlasa veya diğer çocuklarla işbirliği içinde çözse, yani kısaca, çocuk çok kısa bir farkla tamamen kendi başına problemi çözebilme durumundan uzaksa, o zaman bu durum onun zihinsel gelişimi hakkında bir veri sunmamış oluyor. Bu “gerçek” tanıdık ve sağduyunun da desteklediği bir durum. […] Çocukların başkalarının desteği ile yapabilecekleri, kendi başına yapabileceklerine kıyasla zihinsel gelişimleri hakkında kimi açılardan daha doğru bir gösterge de olabilir.’

Vigotski çocuktaki zihinsel gelişimin karmaşık bir sosyal süreç olduğunu düşünüyor. Sözgelimi çocuğun konuşabilmesi zihninin gelişiminde o kadar merkezi önemde ki, tüm zihinsel gelişmesi (soyutlama, planlama) konuşma tarafından biçimleniyor. Konuşma zihinsel gelişmenin bir sonucu, ama aynı zamanda zihinsel gelişmenin daha da ilerleyebilmesinin önkoşulu.

Vigotski ve Piaget

Vigotski’den bahsedildiğinde şüphesiz zıddını temsil eden Jean Piaget’den [5] de bahsetmek gerekir. Vigotski’nin çocuklardaki gelişim üzerinde teorileri, zamanında Batı dünyasının ünlü gelişim psikoloğu Piaget’nin teorilerini de karşısına alıyor. Türkçeye de çevrilmiş olan Düşünce ve Dil [6] adlı kitabında, Piaget ile gelişim teorisine dair bakış farklılıklarının, nasıl Piaget’nin idealist felsefesi ile kendi materyalist felsefesi farkından temellendiğini anlatıyor.

Bir örnek vermek gerekirse, Piaget’nin sadece Cenevre’de yetişen çocuklar üzerinde yaptığı deneyler ile ‘tarihsellik dışı’ bir çocuk gelişimi teorisi oluşturmasını eleştirir. Vigotski için çocuğun konuşmasının ne kadar benmerkezci ya da ne kadar sosyal olduğu sadece yaşına göre değil, onu çevreleyen şartlara göre de değişir. Dolayısıyla Piaget’nin çocuk doğasına dair bulguları, doğanın kanunları değil tarihsel ve sosyal belirlenimli durumlar, süreçlerdir. Sözgelimi Vigotski çocuk yuvasındaki çocukların grup aktiviteleri içinde daha çok bulunmaları ya da birbirleri ile baş başa oynamaları benmerkezci (egocentric) konuşmanın miktarını değiştirdiğini vurgular. Ayrıca Cenevre’deki yuvalarda çocuklar sadece birbirleri ile oynarken Almanya’daki yuvalarda grup aktivitesi daha fazladır. Vigotski çocuğun konuşmasının gelişiminde ev ortamına da önem atfeder, zira ev ortamında konuşmayı öğrenme sürecinin tamamen sosyalleştiği ilk yerdir.

Bugün, özellikle hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, kimi hayvanlarda insana dair yüksek zihinsel işlevlerin bir kısmının, az gelişmiş de olsa mevcut olduğu biliniyor. Bu Vigotski’nin zihinsel işlevleri ikiye ayırmasını geçersiz kılmıyor şüphesiz. Hatta bu tarz hayvanlarda (bonobo şempanzeleri topluluğu, vb.) yapılacak çalışmalar sosyal-kültürel yaşam ve zihinsel işlevlere etkisi açısından Vigotski’nin zihin-toplumsallık ilişkisi modelinin tüm canlılar üzerinde sınanmasını mümkün kılabilir.

Vigotski’nin çalışmaları, sadece günümüzde idealist bakışın yoğun etkisi altındaki psikoloji ve bilişsel bilim alanlarında değil eğitim ve sanat alımlama gibi alanlarda da bilim insanlarına ışık tutmaya devam edecek.

Diğer kaynaklar

A. N. Leontiev, On Vygotsky’s Creative Development [Preface to Volume 3 of Vygotsky’s Collected Works in English], 1979. https://www.marxists.org/archive/leontev/works/1979/vygotsky.htm(Son Erişim: 24 Mart 2018, 20:28)

Lev Vygotsky, Thought and Language, MIT Press, 1989 veya https://www.marxists.org/archive/vygotsky/works/words/index.htm, (Son Erişim: 24 Mart 2018)


Dipnotlar:

[1] Alexander Luria (1902-1977) Sovyet tıp doktoru ve nörofizyolog. Nörobilimin kurucularındandır ve alan üzerinde önemli etkileri vardır. Günümüzde nöropsikolojik değerlendirmelerde halen kullanılan bazı testler geliştirmiştir.

[2] Michale Cole (1938) ABD’li psikolog ve akademisyen. 1970li yıllarda Sovyetler Birliği’nde Luria’nın öğrencisi olarak bulundu ve Sovyet gelişimsel psikolojisine ve nörobilimine ait yazıların çevrilmesini, yayınlanmasını sağladı.

[3] Aleksey N. Leontiev (1903-1979) Sovyet psikolog ve teorisyen; Moskova Devlet Üniversitesi’nde Psikoloji Fakültesi’nin ilk dekanıdır ve alanında geniş ilgi ve etki uyandıran düşüncelerin sahibidir.

[4] Bu kısım Mental Development of Children during Education (L. S. Vygotsky, pp. 33-52. Moscow-Leningrad: Government Publishing House, 1935.) aslı kitaptan makaleler içeriyor.

[5] Jean Piaget (1896-1980) İsviçreli psikolog; özellikle çocuğun zihinsel gelişimi ile ilgili çalışmaları ile bilinir. Ve zihnin gelişiminde “çevreden” çok içsel kaynaklara işaret eder. Bu nedenle Sovyet psikolojisinin “karşıtını” temsil ettiği söylenebilir. 1970lerde Sovyet psikolojisinin metinleri İngilizce ve diğer dillere çevrilince Luria ile mektuplaşmaları da olmuştur.

[6] L. S. Vygotsky, Düşünce ve Dil, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 1998, Ankara (Çeviren: S. Koray).