İnterferonlar Covid-19 ile mücadeleye yardımcı olabilir mi?
Yapılan son çalışmalara göre, vücudun virüslerle mücadele için ürettiği interferon molekülünün üretiminin düşmesi, hastalığın daha ağır seyretmesine neden olabilir. Hastalığın hangi şartlarda ve neden ağırlaştığını bilmek, hastalığın seyrini değiştirebilecek yöntemlerin geliştirilmesi açısından oldukça önemli.
[BAA - Biyolojik Hareket ve Evrim/ Eda Şamiloğlu]
İnterferonlar, vücutta çeşitli hücreler tarafından üretilen sitokin olarak bilinen glikoproteinlerdir. Virüsler bir hücreyi işgal ettiğinde anında yoğun bir yerel tepki başlatırlar. Bu moleküler haberciler enfeksiyonun ve çoğalmanın her aşamasında virüse saldıran sayısız protein üretimini tetiklerler ve enfekte olmayan komşu hücreleri kendi savunmalarını hazırlamaları için uyarırlar. İnterferonlar ayrıca bağışıklık hücrelerinin enfeksiyon bölgesine toplanmasına ve vardıklarında onları aktive etmeye yardımcı olur. Fakat insan akciğer ve bronş hücreleri, yaban gelinciği, ölen COVID-19 hastalarından alınan akciğer dokusu ve canlı hastalardan alınan kan gibi farklı sistemlerde yapılan çalışmalara göre interferon proteini üretimi ciddi bir şekilde bastırılmış. Bu çalışmalar sonucunda COVID-19'a neden olan virüs SARS-CoV-2'nin güçlü interferonları bloke ederek bu savunmayı devre dışı bıraktığı kanaatine varıldı. Ayrıca yapılan başka bir çalışma bulunan bulguları destekledi, 50 COVID-19 hastasından alınan kanlar incelenerek, hastalığı şiddetli ve kritik hale gelen hastalarda çarpıcı bir şekilde düşük interferon aktivitesi ve yüksek hücrelerden salınan kemokin denilen sinyal molekülleri bulundu. Ancak bu durum hafif veya orta derecede hastalarda böyle değil.
Düşük interferonlar ağır COVID-19 hastalığının nedeni mi yoksa sonucu mu?
Düşük interferon seviyesine virüsün neden olduğu konusunda herkes aynı fikirde değil. Düşük interferonlar ağır COVID-19 hastalığının nedeni mi yoksa sonucu mu? İnterferon yanıtını ciddi bir şekilde engelleyen üç kalıtsal mutasyon bulunuyor ve bazı araştırmacılara göre bu mutasyonlar, hastalığı ciddi geçiren vakalarda genetik yatkınlığa yol açmış olabilir.
Buna ek olarak bazı veriler interferonların tamamen bastırıldığı fikriyle uyuşmuyor. Yapılan iki farklı araştırmaya göre, akciğer sıvısında ve COVID-19 hastasının kanında, çok sayıda interferon ile uyarılan genin ürünü olan ISG proteini bulundu.
Yine de interferon tedavisinin veya ön tedavinin hücrelerde ve SARS-CoV-2 ile enfekte farelerde koruyucu bir etkiye sahip olduğunu bulmuştur. Bu çalışmalar, yeni koronavirüsün kuzenleri, şiddetli akut solunum sendromu (SARS) ve Orta Doğu solunum sendromu (MERS) ile enfekte olmuş farelerde erken interferon uygulamasının yararlı etkilerini bulan daha önceki çalışmalarla paraleldir. Verilere göre interferonlar, özellikle enfeksiyonun erken döneminde COVID-19 için tedavi olarak kullanılabilir.
Geride cevaplanmayı bekleyen pek çok soru var
Güçlü tip I interferonlar ilaç olarak verildiğinde ortaya çıkan yan etkiler dikkate alınmalıdır. Bu yan etkiler arasında grip benzeri semptomlar, baş ağrısı, kusma ve depresyon bulunur. Ancak zaten COVID-19 tedavisi aylarca sürekli dozlama gerektirmeyeceğinden bu duruma rağmen interferon tedavisi düşünülebilir. Ayrıca interferonların dört tipi vardır, bunlardan hangisinin kullanılacağı da başka bir araştırma konusudur. Yapılan bir çalışmaya göre, sentetik tip III interferonun tip I interferondan daha az yan etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. (Tip I interferonlar vücuttaki her hücrede reseptörlere sahiptir, ancak tip III'ler sahip değildir.) Sonuç olarak, hangi interferon tipinin hangi oranda, hastalığın en geç hangi evresinde kullanılacağını net bir tedavi reçetesine dönüştürmek için yapılacak kontrollü deneylerin sonuçlarını beklememiz gerekecek.
Kaynaklar:
Wadman M. (2020). Can interferons stop COVID-19 before it takes hold?. Science (New York, N.Y.), 369(6500), 125–126. https://doi.org/10.1126/science.369.6500.125