Bilişim Teknolojileri ve Sosyalist Planlama

Bilim ve Aydınlanma Akademisi
Kolektif Yaşamı Kurgulama Bilim Alanı - Bilişim Teknolojileri Komisyonu


Özet

Sosyalist planlama (merkezi planlama), sosyalizmin kuruluşunda temel araçtır. Reel sosyalizmde bilişim [1] teknolojilerinin planlamadaki önemi erken farkedilmiştir. 1950’den itibaren şekillenmeye başlayan bilişim planı, çözülme öncesi döneme kadar kısmi olarak gerçekleştirilebilmiştir. 1990’dan itibaren özellikle internetin yaygınlaşmasıyla, kapitalist sistem içinde kaynak planlama kavramları çerçevesinde, kurumsal yapıların organizasyonunda kullanılan yöntemler ve teknolojiler belli seviyelere ulaşmıştır. Bu çalışmada, söz konusu güncel teknolojilerin hiyerarşik yapıdaki sosyalist planlamanın her aşamasında nasıl kullanılabileceğine dair örnekler verilerek; toplumun gereksinimlerini öne koyan bir anlayışın bilişim alanındaki ilk temsilcisi olan Necdet Bulut’un geleneğinin, sosyalizmin kuruluş döneminde hangi aracılıklarla devam edeceğine dair ipuçları sunulacaktır. Bildiride hazırlanmış bir merkezi planlama çatısında uygulamaların nasıl yürütülebileceği konusuna değinilmemiştir.

1. Sosyalist Planlama

Sosyalist planlamanın derinlemesine anlatılması ya da tartışılması bu yazının konusu dışındadır. Burada metnin devamında ele alacağımız konuların kolay anlaşılabilmesi için sosyalist planlamanın ne anlama geldiğini kısaca aktarmaya çalışacağız.

Merkezi planlama, sosyalist kuruluşun siyasi ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılama süreci olarak özetlenebilir. Dolayısıyla kesinlikle teknik bir kavrama indirgenemez. Sosyalist planlama merkezi bir planın tüm üretim birimlerine yansıması ve bunlar arasında koordinasyonu anlamına geldiği için bir plan hiyerarşisinden bahsetmek gerekir. Planın oluşturulmasına etkili bir şekilde katkı koyan çeşitli karar düzeyleri vardır ve son plan bu düzeylerin hiyerarşik bir yapı içinde etkileşmesi, bilginin ve plan taslaklarının karşılıklı akışmasıyla elde edilir. Bu hiyerarşik yapı bölgesel, fonksiyonel ya da sektörel olarak kurulabilir, kimi zaman bu boyutların üçü yan yana bulunabilir ancak her durumda bu boyutlardan biri plana hâkim olacaktır (Boratav, 1982). Şekil 1, bu sosyalist planlama hiyerarşisinin Boratav (1982)'dan yararlanılarak sektörel bazda kurulduğu bir örnektir.

Sosyalist Planlama;

  • Toplumun ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bu ihtiyaçların ekonomik ve sosyal amaçlar olarak somutlanması,
  • Bu amaçlara ulaşmak için uygulama araçlarının değerlendirilmesi ve belirlenmesi,
  • Bunların bizim örneğimizde olduğu gibi sektörel üretim hedefleri üzerinden operasyon planlarına dönüşmesi ve
  • Buradan da tüm üretim birimleri planlarına yansıması

süreçlerinin tümünü içerir.

2. SSCB’de Planlama ve Bilgisayar kullanımı

Kıta Avrupası’nın günümüzdeki anlamıyla programlanabilir ilk bilgisayarı Sovyetler Birliği’nde çalışmaya başladı. 6 Kasım 1950 yılında ilk küçük problemi çözen MESM (Malaya Elektronaya Schetnaya Mashina - Küçük Elektronik Hesap Makinası) adı verilen bu bilgisayar, Sergey Lebedev liderliğinde Kiev'deki Elektrik Mühendisliği Enstitüsü'nde tasarlandı ve üretildi (BAA, 2019).

Sovyetler Birliği’nde bilgisayar sistemleri (Gerovitch, 2008) öncelikle askeri olarak kullanılmıştır. 1950’lerin ortasında her biri kendi merkezi bilgisayar ağına sahip olacak üç sistem (hava savunma sistemi, misil savunma sistemi ve uzay izleme sistemi) kurulmasına karar verilir.  Bu yaklaşım sivil alanda da karşılığını bulur ve 1956’da kontrol cihazlarının ekonomi verisi toplama, iletme ve işlemesini sağlayacak hiyerarşik bir ağ kurulması önerilir. Takip eden yıl Sovyet Bilimler Akademisi planlama, istatistik, mühendislik ve bilimsel araştırmayı desteklemek üzere her bölgeye bir bilgisayar merkezi kurulmasını önerir. Bir yıl içinde, ekonomi verisini işleyecek olan M-5 bilgisayarları geliştirilir. 1959 yılında Savunma Bakanlığı 1 numaralı Bilgisayar Merkezi Başkan Yardımcısı Anatolii Kitov, önce büyük fabrikalarda ve devlet kurumlarında bilgisayar sistemleri kurulmasını, ardından bunların bir ağ ile birbirine bağlanmasını ve son olarak ulusal ekonomiyi yönetmek üzere “bütünleşik otomatik yönetim sistemi” oluşturulmasını önerir.

1960 yılında matematiksel yöntemlerin ve bilgisayarın ekonomi ve planlamada kullanılmasına dair ilk ulusal konferans düzenlenir. Sovyet Bilimler Akademisi’nin Sibernetik [2] Konseyi 1961 yılında Soveytler Birliği Komünist Partisi’nin (SBKP) 22. Kongresi’nin açılışında “Komünizmin Hizmetinde Sibernetik” başlıklı bir kitap yayınlar. Kitapta bilgisayar ve sibernetik modellerin biyolojiden tıbba, üretim kontrolünden ulaşım ve ekonomiye çok çeşitli alanda uygulanabileceği açıklanır. Böylelikle Sibernetik 22. Kongre’de kabul edilen parti programına komünizmin maddi ve teknik temelinin kurulmasında kritik rol oynayacak bilimler arasına girer. Gazeteler bilgisayarları “komünizm makineleri” olarak adlandırır.

1960’ların sonlarında ulusal bir bilgisayar ağı fikri yeniden ivmelenir. Matematikçi Victor Glushkov, Rusça kısaltmasıyla OGAS projesini, Sovyet ekonomisinin muhasebesi, planlaması ve yönetimi için verinin toplanması ve işlenmesi için ulusal bir otomatik yönetim sistemi projesini, önerir. Bu öneri 1971’de SBKP’nin 24. Kongresi’nde tümüyle kabul edilir ancak kısa süre içinde önerinin kapsamı daraltılır. Bağımsız yönetim bilgi sistemleri kurulmasının önü açılır ancak tüm ekonomiyi yönetecek bir sistemin kurulması fikri geri çekilir. Bu dönemde her bakanlık kendi bilgisayar merkezini kurar, kendi ihtiyaçları için yönetim bilgi sistemleri geliştirir. 1966-1970 yılları arasında yüzlerce bu tür sistem kurulmuştur, 1971-1975 yılları arasında benzer sistemlerin sayısı katlanarak artar. Ancak bunlar ne donanım ne de yazılım bakımından ortaklık gösterir, ne de ulusal düzeyde bir ağda birleştirilmişlerdir. Şekil 2’de SSCB’de bilgisayar sistemlerinin kullanımına dair dönüm noktaları özetlenmiştir.

Sovyetler Birliği’ndeki bu gelişmeler Türkiye’deki sosyalist bilim insanları tarafından da takip ediliyordu. Ortadoğu Teknik Üniversitesinde Bilgi İşlem Yöneticiliği de yapmış olan Necdet Bulut sosyalist ülkelerdeki ve dünyadaki bu gelişmelerin sosyalist bir Türkiye’de nasıl kullanılabileceğine dair kafa yoruyor, projeler geliştiriyor ve yazılar kaleme alıyordu (Bulut, 2018).

3. Güncel Teknolojiler

Sovyetlerin geri kalmış bir ülkeden sanayileşmiş, yoksulluğu ortadan kaldırmış, bağımsız kapitalist ülkeleri geride bırakacak düzeyde gelişmiş bir ülke haline gelmiş olmasının arkasında sosyalist planlamanın gücü vardır. Coğrafi olarak devasa bir alana kurulmuş olan sosyalist devletin, o günün bilişim olanakları düşünüldüğünde, planlama çalışmalarında en büyük zorluğun veri toplama, iletme ve işleme süreçlerinde yaşanmış olduğu tahmin edilebilir.

Verinin işlenmesi açısından pek çok noktada bilgisayarlar kullanılıyordu ancak zorlukların anlaşılması açısından bugünkü bilgisayarlarla dönemin bilgisayarlarını karşılaştırmak zihin açıcı olacaktır. Geliştirilen ilk bilgisayar saniyede 50 işlem yapabiliyordu, bugünse bunun 50 milyar katı işlem hacmine çıkan bilgisayarlar üretiliyor. Hayal etmeyi kolaylaştırması için şöyle düşünebiliriz; o dönemde hesaplanması 1 ay süren bir işlemi bugünkü bilgisayarlarla 1 saniyede hesaplamak mümkün.

Günümüz sistem, teknoloji ve yöntemleriyle planlama süreçleri için gerekli verinin toplanması, iletilmesi, işlenmesi, sağlanacak verinin doğruluğunun garanti edilmesi ve planların gerçekleşme durumunun (izleme döngüsünün) izlenmesi kolaylaşacaktır. Bunu olanaklı kılacak teknolojileri aşağıda yer alan yedi başlıkta özetleyebiliriz.

3.1. Kurumsal Kaynak Planlama (KKP) Sistemleri

Kurumsal Kaynak Planlama (KKP) sistemleri kurumlarda mal ya da hizmet üretimi için gereken işgücü, makine, malzeme gibi kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan sistemlerdir. 90’larda ortaya çıkan Malzeme İhtiyaç Planlama sistemleri ve bu sistemlerin ikinci nesli olarak niteleyebileceğimiz Üretim Kaynak Planlama sistemlerinden türemiştir. Bu sistemler birbiriyle entegre çalışan çeşitli veri tabanı uygulamalarından oluşur. 90’ların ortasında bir üretim kurumunun tüm temel fonksiyonlarını destekler hale gelmiştir. Finans/muhasebe, Bütçe yönetimi, İş gücü yönetimi, Üretim yönetimi, Sipariş yönetimi, Fiyatlandırma, Proje yönetimi gibi alt modüllerle tüm üretim süreçlerini destekleyen sistemlerdir. 2000’lerde internetin yaygınlaşmasıyla 2. jenerasyon KKP sistemleri, kuruma mal ya da hizmet sağlayan kurumlar ile bunları kullanan kurum ya da kişilere de veriye gerçek zamanlı erişim sağlayan web tabanlı uygulamalar haline gelmiştir. Bugünün terimleriyle tedarik zinciri yönetimi, müşteri ilişkileri yönetimi ve iş zekâsı gibi başlıklar girmiştir. Günümüzde mobil teknolojileri de kullanan bu sistemler daha çok entegrasyon ve karar verme gibi konuları merkeze koymaktadır.

3.2. Yapay Zekâ, Veri Bilimi ve Büyük Veri

Yapay zekâ denince akla ilk robotlar gelse de, yapay zekânın robotiğin dışında birçok alt alanı bulunmaktadır. Bunlar arasında merkezi planlamayı en çok ilgilendiren alt alanın “yapay öğrenme” olduğu söylenebilir. Yapay öğrenme, belli bir görevi yerine getirmesi için bilgisayarın doğrudan programlanması yerine, bilgisayarın ilgili görevi yapmayı ona sağlanan veriden öğrenmesidir. Otomatik çeviri buna iyi bir örnek olarak verilebilir. Görev, girdi olarak verilen İngilizce cümleyi, Türkçe karşılığına çevirmek olsun. Bu problemi çözmek için sözlükleri ve dil bilgisi kurallarını kullanan bir bilgisayar programı yazılabilir fakat bu oldukça zor bir iştir ve çevirme başarımı düşük olmaktadır. Bunun yerine aynı problemi yapay öğrenme yaklaşımı ile çözmek istersek, önce, çok sayıda İngilizce-Türkçe cümle ikilileri içeren bir veri kümesi oluşturmalıyız. Sonra da bilgisayarı, bu veri kümesi üzerinde “eğitiriz”. Bu eğitme sırasında bilgisayar, verilen İngilizce girdi cümlesi için beklenen Türkçe karşılığı üreten bir fonksiyon öğrenir. Bu fonksiyonun parametreleri öyle ayarlanır ki eldeki veri kümesi üzerinde yapılan çeviri hatası en aza indirilir. Sonra da ortaya çıkan bu öğrenilmiş fonksiyon ile veri kümesinde yer almayan İngilizce cümleler bile Türkçe’ye başarıyla çevrilebilir.

Veri bilimi, eldeki veriyi otomatik yöntemlerle analiz ederek bu verideki örtük bilgi ve örüntüleri çıkarmayı hedefler. Matematik, istatistik ve bilgisayar bilimlerini ilgilendiren disiplinler arası bir bilimdir ve sıklıkla yapay öğrenme yöntemlerini kullanır. Veri bilimi sayesinde geçmişe dair analizler yapılabileceği gibi kısa ve uzun vadeli geleceğe dair tahminler de yapılabilir. Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz “büyük veri” ise sensör ve bilgisayar teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte üretim-tüketim süreçleri dahil yaşamın birçok alanında otomatik olarak çok miktarda ve sürekli üretilen veriyi belirten genel bir addır.

3.3. Simülasyon

Modelleme ve simülasyon temel olarak eldeki gerçek verilere dayanarak modeller oluşturma ve bu modellerin farklı girdiler ve etkiler altındaki davranışlarını, işleyişini incelemek üzere simülasyon senaryoları oluşturma konularını kapsamaktadır. Özellikle son yıllarda bilgisayarlarda artan işlem gücü ve veri miktarının yanı sıra gelişen yapay zekâ teknolojileriyle daha karmaşık modeller kurulabilmekte ve gerçeğe yakın simülasyonlar üretilebilmektedir. Simülasyonun geliştirilmesinde güvenilir modeller kurmak, gerçeğe yakın varsayımlarda bulunmak ve modeli gerçek veri ile doğrulamak, ihtiyaca göre iyileştirmek sonuçların kabul edilebilirliği açısından önemlidir.

Simülasyonlar madencilik, tarım, endüstriyel üretim, tüketim, ticaret, finans, demografi, eğitim, turizm, sağlık, kültür gibi pek çok alanda kullanılabilir. Üretim alanında ise ürün tasarımı, üretim planlaması ve işletmesi, üretim girdi ve çıktılarının hesaplanması ve tahmini aşamalarında kullanılmaktadır. Girdi varsayımları ile çok sayıda rastgele veya planlı senaryolar oluşturulur ve çalıştırılır. Simülasyonun sonucunda hedeflerin yanı sıra en iyi/en kötü durum senaryoları, olası sonuçların aralığı ve gerçekleşme oranları ortaya çıkar.  Simülasyonlar üzerinde yapılacak değişiklikler ile her bir girdinin sonuçlara etkisi gözlenir ve hedefler revize edilebilir.

3.4. Coğrafi Bilgi Sistemleri

İnsanlığın yüzlerce yıldır kullandığı konum ilişkili doğal veya sosyal bilgilerin coğrafi haritalar üzerinde gösterimi, bilgisayar teknolojilerinin gelişimi ile ileri bir noktaya taşınmıştır. Bugün uydular aracılığıyla elde edilen yüksek çözünürlüklü yeryüzü görüntülerinin işlenmesi, bir veya birden çok sistemden sağlanan anlık verilerle zenginleştirilmesi büyük bilişim projelerinin ve gündelik yaşantımızın bir parçası haline gelmiştir. Ormancılık, tarım, sulama, ulaşım, iletişim, enerji altyapılarının yönetimi, şehir planlama, turizm, havacılık, sınır ve sahil güvenliği gibi pek çok alanda kullanılmaktadır.

3.5. Nesnelerin İnterneti (IoT: Internet of Things)

“Nesnelerin İnterneti” (Nİ),  kablolu veya kablosuz iletişim yöntemleriyle birbirleriyle veya insanlarla etkileşime geçebilen cihazları tanımlar. Bu cihazların her birinin kendine ait tekil kimlik bilgisi vardır.

Nİ cihazların uygulama alanı çok genişlemiş durumdadır. Bu cihazların sayısı ve çeşidi veri işleme kapasitemizin artmasına paralel olarak artmaya devam edecektir. Şu anda 30 milyardan fazla Nİ cihazı kullanımdadır ve 5 yıl içinde 75 milyarın üstüne çıkması beklenmektedir.

Giyilebilir cihazlar olarak adlandırılan adım sayıcılar, konum belirleyiciler, sağlık bulgu izleyicileri (nabız, saturasyon, şeker, tansiyon, derece), ilaç enjektörleri, kişisel kullanım alanımıza girmeye başlayan Nİ cihazlarına örnek olarak verilebilir.

3.6. Elektronik Para

Elektronik para [3], yasal düzenlemeleri devlet merkezi otoritesi tarafından belirlenen, kamu kurumları tarafından denetlenebilir, ödeme aracı olarak kullanılabilen parasal değerdir.

Elektronik para ile fiziki para işlevsel olarak farklı değildir ve birimi ülkede kullanılan fiziki (kâğıt ve metal) paradan farklı olmak zorunda değildir. Mal ve hizmet alımları için yapılan ödemeler nakit (fiziki para) olduğu kadar elektronik parayla da yapılabilir. Kredi kartı, yemek kartı gibi araçlar elektronik paranın kendisi değil transfer edilme yöntemleridir.

Bu teknolojinin finansal sistemde kullanılmaya başlanmasını mümkün kılan, bilgisayar sistemleri arasında hızlı ve güvenli haberleşmenin yayılması olmuştur. Elektronik para günümüzde ödemenin kredi kartı, yemek kartı gibi araçlarla hızlı ve hatta yüz yüze bile gelmeden internet üzerinden yapılabilmesi gibi olanaklar sağlamaktadır. Tutarı belirli/belirsiz düzenli ödemelerimizin talimatla yapılabilmesi (aidat, su, gaz, telefon vb.), cüzdan taşıma ihtiyacını ortadan kaldırması, kaybolma/çalınma riskinin azalması yaygınlaşmasını sağlayan faktörlerdendir. Ancak en önemlisi ücret ödemeleri bu yöntemle yapılmaya başlanmıştır.

3.7. Mobil Teknolojiler

Kablosuz iletişim kullanan teknolojilerdir ve aslında 1800’lerin sonunda ilk radyo sinyali ile hayatımıza girdikleri söylenebilir. Son yıllarda mobil iletişimin bilişim teknolojisiyle yan yana gelmesiyle üretimde de yaygın şekilde kullanılmaya başlanmış oldular. Gerçek zamanlı veri ile veri girişine ihtiyaç olmadan yerinde ve zamanında karar almayı sağlayan sistemlerin gelişmesine (denetleyici kontrol ve veri toplama sistemleri ve üretim yürütme sistemleri), kalite, stok yönetimi, raporlama (üretimin her aşamasının izlenebilmesi ve anlık raporlanabilmesi), gerçek zamanlı izleme, raporlama olanaklarıyla daha iyi lojistik, tedarikçi koordinasyonu ve tahminleme gibi başlıklarda üretimde de kullanılmaktadır.

4. Güncel Teknolojilerin Sosyalist Planlamada Sunabileceği Olanaklar

Reel sosyalizm deneyimlerindeki sosyalist planlamanın ne gibi güçlüklerle karşılaştığı konusu bu yazının kapsamı dışında kalsa da, güncel teknolojilerin sosyalist planlama için sunabileceği olanaklar, “Sovyet planlaması hangi güçlükleri yenerdi?” sorusunun yanıtına dair önemli ipuçları vermektedir.

Giriş kısmında Şekil 1’de tarif edilen merkezi planlama hiyerarşisinin öğeleri düşünüldüğünde günümüzün KKP’lerinin üretim birimlerinin temel planlama araçları olabileceği görülebilir. Şekil 3’te böyle bir üretim birimini oluşturan hiyerarşik sistemler bütünü ve her seviyede kullanılabilecek teknolojiler gösterilmektedir. Üretim birimi planlarının ya da operasyonel planların kendi içlerindeki sistem hiyerarşisi birbirinden farklı değildir. KKP’lerin hiyerarşideki daha yüksek seviyelerde de kaynak planlamasının araçları olarak kullanılabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Şekil 4’te verilmiş veri akış şeması örnek bir sosyalist planlamada, plancılar, üretim birimleri, dağıtım noktaları ve gereksinim/istekler arasındaki ilişkiyi ve kullanılabilecek teknolojileri göstermektedir.

Bir üretim biriminin çıktısı birçok değişkene bağlı olabilir. Bunlara, gerekli bir hammaddenin zamanında veya yeterli miktarda gelip gelmemesi, makinelerin arızalanması, emek verimliliği, beklenmeyen lojistik problemler, elektrik kesintileri ve hatta hava durumu bile örnek verilebilir. Tüm bu değişkenlerin, üretim biriminin çıktısını hangi seviyede ve nasıl etkilediği problemi istatistiksel modelleme yapılarak çözülebilir. Bunun yeni bir teknoloji veya olanak olmadığını biliyoruz. Yeni olan şey, son yıllarda veri biliminin temelini oluşturan yapay öğrenme konusunda yaşanan gelişmelerdir. Yeni yapay öğrenme yöntemleri, klasik istatistiksel modelleme yöntemlerine göre çok daha karmaşık fonksiyonlar öğrenebilmekte ve daha yüksek doğruluk sağlamaktadır. Bu gelişmeler işlemcilerin hızlanması, verinin üretilmesi ve depolanmasının kolaylaşması ile birleşince eskiden mümkün olmayan yeni imkânlar sunmaktadır. İlk bakışta birbiriyle ilgisi olmayan değişkenleri de içeren büyük miktarda veriden, anlamlı örüntüler, örtük bilgiler çıkarılabilmektedir. Veri bilimi, sadece geçmişi anlamaya yönelik değil, var olan veriye dayanarak ileride neler olabileceğini tahmin etmek için de kullanılmaktadır. İstenen bir zaman penceresi için (Bu çok kısa olabileceği gibi çok uzun bir pencere de olabilir) üretim biriminin çıktısının nasıl değişeceği veya hangi makinelerin arıza yapacağının önceden tahmin edilmesi olanaklı hale gelmiştir.

Günümüzde mega-şirketlerin üretim, tedarik, dağıtım süreçlerine dair merkezi iç planlamalar yaptıklarını ve bunu yapmak için veri bilimi yöntemlerini etkili bir şekilde kullandıklarını biliyoruz. Örneğin, dünya çapında iki milyon çalışana sahip Walmart Inc. perakende satış yapan mağazalar zinciri, mağazalarındaki ürün çeşitliliğini ve stoklarını yeterli seviyelerde tutabilmek için şirket içinde merkezi bir planlama yapmakta (Phillips & Rozworski, 2019) ve bunu yaparken veri biliminden yararlanmaktadır (Malinowska, 2019). Fiziksel mağazalardan veya çevrimiçi mağazadan alınan ürünler, hava durumu, sosyal medya ve güncel haberlerin analizine dayalı verilerin hepsini kullanıp kârını ciddi miktarlarda arttırmıştır. Kâr arttırmak, sosyalist planlama konulu bu yazı için doğru bir örnek gibi görünmese de Walmart örneği büyük çaplı bir merkezi planlamada veri biliminin önemini göstermektedir.

Merkezi planlamanın bir parçası olarak simülasyon modelleri üretim süreci, üretim birimi, üretim alanı, üretim bölgesi gibi ölçeklerde kurulabileceği gibi birbiriyle etkileşimli bir "simülasyonlar ağı" kurularak ülke çapında üretim için de olası durum ve senaryolar geliştirilebilir. Ayrıca felaket durumu simülasyonları oluşturularak, alınabilecek önlemler ve etkilerinin kapsamlı analizi yapılabilir.

Özellikle doğal kaynakların, su ve tarım havzalarının takibi ve değerlendirilmesi; üretim birimlerinin, tedarik zincirlerinin, nakliyat süreçlerinin planlanması ve işletilmesinde coğrafi bilgi sistemleri (CBS) büyük önem taşımaktadır. Bütün bu alanlarda toplanacak anlık veriler ve yapay zekâ/yapay öğrenme sistemlerinin CBS’lerle entegrasyonu sayesinde belirli bir coğrafi bölgedeki nüfus yoğunluğuna bağlı olarak enerji, su, gıda gibi ihtiyaçlar mikro düzeyden, makro düzeye kadar farklı ölçeklerde analiz edilebilir, mevcut üretim ve dağıtım süreçleri buna bağlı olarak geliştirilebilir ve iyileştirilebilir.

Üretim bantları üzerinde üretimin miktarını, kalitesini, arızaları ölçen, potansiyel arızayı önceden belirleyen cihazlar yaygınlaşmaktadır. Aynı zamanda üretim hatlarını uzaktan yöneten, hatta kimi sektörlerde robotik teknolojisinin katkısıyla tümüyle insansız çalışabilen üretim tesisleri bugünün de ulaştığı teknolojik düzeydir. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi, planlamaların yıllık aylık periyotlar yerine anlık olarak yapılabilmesi, insanların ağır ve tehlikeli işlerden mümkün olduğunca yalıtılması, çalışma iş saatinin düşürülmesi yolunda Nİ teknolojisinin katkısı yüksek olacaktır.

Konutlarda sıcaklık, nem, kullanılan ısı, ışık, elektrikli cihazların enerji tüketimleri, pencere ve kapıların açık kapalı durumlarını ölçmek mümkündür. Bu cihazlar günümüzde akıllı ev denilen ve henüz lüks olarak görülen konutlarda kullanılmaktadır. Bu cihazların tüm konutlarda kullandırılmasının sağlanması hem her yurttaş için daha yaşanabilir konutlar sağlayacak hem de toplumun toplam enerji tüketimini büyük oranlarda iyileştirebilecektir.

Elektrik, su, doğalgaz dağıtım şebekeleri, ulaşım ve iletişim hatları gibi herkesin yararlandığı altyapının her noktasının izlenmesi ve yönetilmesi mümkündür. Bu sayede doğal kaynaklardaki kayıpların büyük oranlarda azaltılması, daha yaşanabilir şehirler planlanması ve inşa edilmesi mümkündür.

Ek olarak toplumda ihtiyacı olan her yurttaşın giyilebilir cihazlardan yararlanmasının sağlanması durumunda kritik hastalık durumlarında erken uyarı verilebilir, kişinin uygulaması gereken diyet, hareket, uyku düzenleri belirlenerek toplum sağlığının artması sağlanabilir.

Günümüzde devletler ve şirketler elektronik para teknolojisini paranın anlık olarak dolaşıma sokulabilme, transfer edilebilme, başka para birimlerine çevrilebilme gibi olanakları sebebiyle artan bir yoğunlukla kullanmaya devam ediyorlar.

Teknoloji, devletler/şirketler için paranın kullanımına dair istatistiksel bilgi biriktirmekte ve kapitalist finansal sistemi anlık müdahalelerle yönetebilecek araçlar üretilmesine olanak sağlamaktadır.

Sosyalist bir devlette de fiziksel para kullanımı başka öncelikleri öne alarak planlamanın parçası olarak kullanılabilir, hatta fiziksel para tümüyle kaldırılabilir. Böylece üretim planlamada ve değer belirlemede insanların yaptıkları tüketimlerin üretimdeki etkisi merkezi olarak izlenebilir, bu veri planlama için kullanılabilir. Planlamanın parçası olarak tüketime belirli konular için alt/üst kotalar konulabilmesine olanak sağlar. Veri merkezi olarak izlenebildiği için herhangi bir noktada beklenmeyen para birikimi anında görünür olur, ikinci ekonomiler oluşamaz. Aynı zamanda kamu ve kişi (üretim biriminin parçası olarak) arasında ikincil iktisadi ara birimlerin -aile dahil- oluşmaması sağlanabilir.

Mobil teknolojilerin ise üretimde sahada kullanımlarının yanı sıra yararlanıcı bildirimlerini toplamakta da oldukça işlevsel olacağı tahmin edilebilir.

Her ne kadar farklı disiplinlerin konusu olsa da birbirlerine bağlı olan temel ihtiyaçların yönetilmesi, sanayi üretimi, hammadde temini, lojistik yönetimi, nüfus politikaları, çevresel etkenler gibi konuları tümüyle entegre şekilde çözecek altyapılara sahip durumdayız. Yukarıda da belirtildiği gibi, bu bilişim altyapısı bizlere anlık olarak verilecek kararların ülke çapında etkisini önceden inceleme ve gerektiğinde yönetme yetenekleri sağlayacak durumdadır.

Günümüzde bu sistemler, her şirketin kendi çıkarı, yani kâr maksimizasyonu için, serbest piyasa koşulları çerçevesinde kullanılan ve yine mülkiyeti sermayeye ait olan sistemlerdir. Bu araçların mülkiyetinin topluma geçmesi için yeniden geliştirilmeleri ve parçaların bütünleştirilmesi gerekecektir. Bugünün hızlı yazılım geliştirme ve bütünleştirme teknikleri sosyalizmin bilişimcilerine kolaylık sağlayacaktır. Sosyalizmde bilgi, tek bir ana amaç etrafında ortaklaştırıldığında; bilgi işleyen birimler toplum çıkarına yönelik üretimde kullanıldıkları bir sistemin parçası olacaklar.

5. Olası Sorunlar/Tartışmalar

Üretilen ve değerlendirilen verinin işlevsel kullanımının yanında, yetkisiz kişilerce bu verilere erişilebilmesi ya da verilerin bozulması konusunda belli risklerin olabileceği öngörülebilir. Veri akışının kesilmesinin üretimi kısmen/tamamen aksatması ise veriye bağımlılığın artması sonucunda gerçekleşebilecek senaryolardandır. Bu çerçevede kişisel verilerin saklanması ya da bir “bilgisayar teknokrasi”sinin oluşması ve güçlenmesi konuları, üzerlerinde tartışılıp çeşitli cevapların aranacağı başlıklar olmalıdır. Genel olarak, “yapay zekâyla otonom bir yaşama teslim olma”nın düşünme sürecinin dışında kalma gibi sonuçları olup olmayacağı veya ideolojik düzlemde durağanlaşmaya yol açıp açmayacağı tartışılabilir. Tüm bu sorunlar komünizm hedefini kaybetmeyecek bir toplum tarafından sahiplenilmiş bir planlamanın içinde ele alınacak başlıklar olarak çözülebilir.

Güncel bir örnek olarak COVID-19 salgını sırasında söz konusu teknolojileri kullanarak; i) üretimin temel ihtiyaçlara kaydırılması, temel ihtiyaçların belirlenmesi ve dağıtımı daha hızlı ve kolay yapılabilir, ii) hangi sektörde ne kadar süre ile üretimin durdurulabileceği veya ne kadarlık bir üretim kapasitesinin yeterli olacağı belirlenebilir, iii) tam otomatize fabrikalarda üretim devam ettirilebilir, daha acil/öncelikli ihtiyaçlar üretilebilir, iv) günlük maksimum koruyucu malzeme üretiminin tesis bazında maksimum kaç adet olabileceği ve bunların konumu anında görülebilir, v) coğrafi bilgi altyapısı da kullanılarak koruyucu malzemelerin tüm yurttaşlara dağıtımı için en kısa süreli strateji bilinebilir, v) koruyucu malzeme ihtiyacı karşılamaması durumunda, üretim kapasitesi, coğrafi konum, lojistik olanaklar göz önüne alınarak eksik miktarı karşılamak üzere hangi tesislerin dönüştürüleceğine anında karar verilebilirdi. Çin’de yapıldığına benzer şekilde hastalığı teyit edilmiş her bir insanın önceki konum bilgileri kullanılarak, aynı anda o konumda olmuş kişileri yüksek risk grubunda işaretleyip doğrudan bu kişilere evde test yapılabilirdi. Bu tür örneklerde biriktirilen veriler salgın, deprem, sel veya savaş gibi kriz dönemlerinde kullanılabilecek genel stratejilere dönüştürülebilir.

Bu türden, toplum yararının görünür olduğu örneklerin planlamayla ilgili yukarıda sayılan tartışma başlıklarında yol gösterici olacağını düşünüyoruz.

6. Sonuç

Merkezi planlama, etkinliği reel sosyalizm deneyimlerinde gösterilmiş bir araçtır. Yeni sosyalist toplumu kurarken, geçmişte edinilmiş tecrübeler, güncel teknoloji olanaklarıyla harmanlanarak kullanılacaktır. Bu çalışma; planlamanın farklı aşamalarında, farklı planlama birimlerinde kullanılabilecek mevcut teknolojilerin kısa tarihlerini ve olası işlevlerini tarif ederken, planlama seviyeleri arasındaki geçişkenliklerine de işaret etmektedir. Üretim biriminin bir parçası olarak insanların gereksinimlerini önceleyen bir gelişme anlayışı, bugünkülerden çok daha ileri teknolojileri kullanıma sunacaktır. Bu metinde genel hatlarıyla tarif edilmiş olan planlama ile teknolojiler arası ilişkileri derinleştirmek gelecek çalışmaların konusudur.


Kaynaklar

BAA. (2019). İlk bilgisayarı Sovyetler mi kullandı? Retrieved from https://haber.sol.org.tr/bilim/ilk-bilgisayari-sovyetler-mi-kullandi-265165

Boratav, K. (1982). Sosyalist Planlamada Gelişmeler. Ankara: Savaş Yayınları.

Bulut, N. E. (2018). Karanlığın Katlettiği Bir Bilim İnsanı: Necdet Bulut. İstanbul: Yazılama Yayınevi.

Gerovitch, S. (2008). InterNyet: why the Soviet Union did not build a nationwide computer network. History and Technology, 24(4), 335-350. doi:10.1080/07341510802044736

Malinowska, P. (2019). Walmart Transforms with Data Science, Tech. Retrieved from https://pathtopurchaseiq.com/walmart-transforms-data-science-tech

Phillips, L., & Rozworski, M. (2019). The People’s Republic of Walmart - How the World’s Biggest Corporations are Laying the Foundation for Socialism(pp. 256).


Katkılar

Yazarların notu:

Öncelikle tüm katkılar için çok teşekkür ederiz. Çalışmamız özünde öncelikle bir derleme yapıp, bunun üzerine öngörülerde bulunma olarak nitelenebilir. Çalışmanın her başlığı daha derin bir şekilde ele alınabilirdi. Bizler için kapsamı sınırlı tutmanın zor olduğunu belirtmeliyiz. Katkıların tümünü dikkatle not aldık ancak bir kısmını metne yansıtabildik.

Burçak Özoğlu

Notlara başlamadan önce, özellikle başlangıç sürecinde kısmen katıldığım alt komisyonun bu kapsamlı, titiz ve bilgilendirici çalışması için arkadaşlarımı kutlamak ve teşekkür etmek isterim.

Notlarım aşağıdaki gibidir:

Eklenecek giriş bölümünde, metin içeriğinin ve yürütülen çalışmanın kurgusu aktarılırsa, bildirinin okunması ve içeriğinin izlenmesi kolaylaşacaktır. Yani, özette sıralanan akışın biraz daha genişletilerek izleyen bölümler arası geçiş ve ilişkiselliği gösterecek bir ön izlence bilgisi sağlanabilir.

Sosyalist planlama bölümü tüm bildirinin ana iskeletini oluşturan çok değerli bir bölüm, bu bölümü izleyen bölümlere bağlamak ve referans haline getirebilmek için, belki aktarılan planlama hiyerarşisi üzerinden bilişim teknolojilerinin hangi aşamada hangi araçlar ve kapsamla dâhil olabileceği biraz daha genişletilerek verilebilir. Bu, hem SSCB örneğini aktarırken hem de ilerleyen bölümlerde güncel teknolojiler ve planlama ilişkisini kurarken referans olarak kullanılabilir.

Güncel teknolojiler bölümünde “güncel”den kastedilenin ne olduğu, tarihsel, coğrafi, siyasi olarak biraz daha açık ifade edilebilir. Bölüm SSCB sonrası döneme referansla başladığından Rusya özelinde devam edilecek olduğunu düşündürtmekte, ancak sanırım daha sonra sıralanan 7 maddelik günümüz teknolojileri, daha geniş anlamıyla küresel kapitalizmin 21. yüzyıl gündemine gönderme yapmakta.

Güncel Teknolojilerin Sosyalist Planlamada Sunabileceği Olanaklar’ bölümü bildirinin en can alıcı kısmını oluşturuyor. Bu bölümde sunulan çerçevenin ilk bölümde sunulan sosyalist planlama hiyerarşisi ile ilişkilendirilmesi metindeki bütünlüğü güçlendirecek diye düşünüyorum. Bunun için yukarıda bahsettiğim şekillerin referanslarının belirgin kılınması ve bildirinin özgün olarak kurguladığı şemalaştırmanın vurgulanması önemli. Özellikle Şekil 4 ve şekil 5 bu bildirinin sosyalist gelecek ve planlama çalışmasına temel özgün katkısı olacak içerikteler, bu içeriklerin metnin iskeletini oluşturan sosyalist planlama kavramlarıyla örtüştürülmesi ya da karşılaştırılması bildiri içeriğini çok güçlendirecektir.

Son olarak notum, sonuç bölümünün geliştirilmesi ihtiyacı yönünden olacak, eklenmesini önerdiğim giriş bölümünde açılmış olacak başlıkların sonuç bölümünde benzer akışla kapatılması, bir önceki maddede önerdiğim bildirinin temel katkısının altının bir kez daha sonuçta çizilmesi komisyonun kapsamlı çalışmasını daha görünür kılacak diye düşünüyorum.

Bu notların bir kısmı çalışmanın geliştirilebileceği daha sonraki aşamalarda da ele alınabilir, ilk aşamada metnin giriş ve sonuç bölümlerine yapılacak ek ve vurgularla notlarda önerdiğim başlıklar kapsanabilir.

Komisyon üyelerinin tekrar ellerine akıllarına sağlık.

Yazarların Yanıtı

Merkezi planlamayla güncel teknolojilerin metinde ele alınandan daha derinlemesine örtüştürülmesi çok boyutlu bir değerlendirmeyi gerektirdiğinden (örneğin: süreç, veri, araç, insan, vb.), başlı başına ayrı bir çalışma olarak değerlendirilmelidir.

**

Erhan Nalçacı

Bildiriyi hazırlayan komisyon üyelerinin Necdet Bulut geleneğini devralarak sürdürmesini öncelikle vurgulamak gerekiyor. Sosyalizm için verilen emeğin hiçbir zaman boşa gitmediğini, bayrağın elden ele geçtiğini göstermesi açısından çok önemli.

Bunun dışında bildiri ayrıca kıymetli. Bir kere Sovyet planlamasında bilgisayar teknolojilerinin kullanılma tarihine giriş yapıyor. Bunu daha sonraki çalışmalarda biraz açmamızda yarar var. Eğer bugünkü bilgisayar ağları olsaydı, Sovyet planlaması hangi güçlükler yenerdi, sorusu kritikliğini koruyor.

Ayrıca bildiri günümüzde kurmaya çalıştığımız sosyalizme yapacağı katkıları başlık başlık tartışmaya açmış. Geçen sempozyumda bir cümle olarak söylediğimiz “21. Yüzyılda kurulacak sosyalizmin 100 yıl öncesine göre maddi kolaylaştırıcılarından birisi bilgisayara teknolojileridir” lafı, ete kemiğe bürünmüş ve madde madde karşımıza çıkmış.

Yine de şuna dikkati çekmek gerekir. Önceki sempozyumun işaret ettiği başlıca tezlerden birisi, “21. Yüzyıl sosyalizmi ev iktisadından üretim birimi iktisadına geçişe tanıklık edecek”ti. Üretimin ve sosyal yaşamın kolektivize edilmesinin birçok maddi kolaylaştırıcısı kurucu iradenin elinde olacak. Bu nedenle sosyalist planlamanın bir aracı olarak bilgisayar ağlarının da aile ekonomisini değil, üretim biriminin üretime yaptığı katkı (çıktı) ve bunun için gereksinimlerini, hem ara ürün hem üreticilerin ihtiyaçlarını (girdi) dikkate alacağını varsayabiliriz.

Çalışmalar uzmanlık alanlarında yetkinleşiyor. Bunları bir potada eritmek için yüz yüze çalışmaya gereksinim var. Umarız sonbahar çalıştayında bu olanağı bulabiliriz.

Yazarların Yanıtı

Bildirimizde planlamanın bir bileşeni olarak ‘üretim birimi’ en genel haliyle sunulmuştur. Yukarıda önerilen çok boyutlu sistem tasarımı çalışmasında, aile yerine üretim biriminin referans alınması daha açık hale gelecektir.

**

Turgut Yıldız

Bilişim alanında sosyalizmin geçmiş deneyimine, güncel teknolojilere ve planlamada yaratabileceği olanaklara dair pek çok bilgi ve öneri içeren bildiri üzerine koyarak ilerlemeye oldukça açık. Aynı zamanda araştırmanın derinleştirilmesi için çok değerli ipuçları içeriyor.

İlk olarak Sovyetler Birliği’nde planlama ve bilgisayar başlığının kendi başına incelenmeye değer bir konu olduğunu düşünüyorum. Özellikle planlama çerçevesinden bakıldığında Sovyetler Birliği’nde bilgisayar teknolojisi ve sanayide bilgisayar kullanımı oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir mesele. Örneğin Amerikan bilgisayar şirketlerinin Sovyetler Birliği ile 1930’lardan başlayarak büyük anlaşmalar yaptığı biliniyor. Ayrıca beş yıllık planların kapsamında teknolojik ilerleme, otomasyon, bilgisayar kullanımı gibi konulara dair pek çok hedef konduğunu görebiliyoruz.

Bu konuda özellikle 1971-75 yıllarını kapsayan dokuzuncu beş yıllık plan ve planın çıktıları incelenirse Sovyetler Birliği’nde bilişim teknolojileri ve bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasına dair önemli verilere ulaşılabilir.

Diğer yanan reel sosyalizmin çözülüşü üzerine liberal tezlerin pek çoğunda Sovyetler Birliği’nin özellikle bilişim teknolojilerinde geri kaldığı argümanı yer alır. Bu argüman da genelde bilgisayar sayısı veya bilgisayar destekli üretim yapan tesis sayısı gibi istatistiklerle açıklanır. Bu verilerin de eleştirel bir şekilde ele alınması, sosyalist üretim planlaması açısından irdelenmesi faydalı olacaktır.

İkinci olarak, Türkiye’de mevcut durumun ele alınmaya muhtaç olduğunu düşünüyorum. Karar süreçlerinde bilişim teknolojilerinin ne kadar kullanıldığı ve bilimsel yaklaşımların benimsenip benimsenmediğinin ortaya konması önemli olacaktır. Özellikle havalimanı, hastane, fabrika gibi tesislerin yer seçimi problemleri bilimsel yaklaşımlarla çözülmeye muhtaçtır. Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak geliştirilecek karar destek sistemleri ile yer seçimi problemleri çok daha doğru biçimde çözülebilir. Örneğin yer seçimi oldukça tartışmalı olan İstanbul’daki 3. Havalimanı, bilimsel bir yaklaşım gözetilerek, pek çok kriterin birlikte değerlendirildiği ve coğrafi veri ile beslenen birçok ölçütlü karar metodu kullanılarak belirlenebilirdi. Belki de o zaman bu havalimanına gerek olmadığı veya yeri ve yerleşimi ile ilgili farklı sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Meseleye buradan baktığımızda bu kararların bilimsel değil siyasi olduğu da ortaya çıkacaktır.

Neticede kapitalizm koşullarında tüm stratejik karar süreçlerinin arkasında siyasi bir motivasyon olduğunu unutmamak gerekir. Sermaye iktidarı karar süreçlerini işletirken bilimsel yaklaşımlardan kasıtlı olarak uzak duracaktır. Çünkü piyasa bir eşikten sonra kuralsızlığa mahkûmdur, tamamen rasyonalize edilmiş karar süreçlerinden geçen ve tamamen düzenlenmiş bir piyasa, “piyasa” olmaktan çıkar.

Üçüncü olarak, özellikle Sovyetler Birliği’nin çözülüşünün ardından pek çok liberal tezde merkezi veri toplamak etik olarak tartışılmıştır. Verilerin merkezi olarak toplanması, incelenmesi, depolanması gibi konular Orwell’in 1984 kitabı üzerinden karikatürize edilerek sürekli gözetim halinde olan ceberrut ve totaliter bir devlet aygıtı ile özdeşleştirilmiştir. Bu noktada, arkasındaki motivasyon temelinde,  kapitalizm koşullarında teknoloji kartellerinin veri toplamasının gayrimeşruluğu ve merkezi planlama için veri toplamanın sosyalizm koşullarında meşruluğunun tartışılması önemlidir.

Son olarak, kapitalizm koşullarında verinin kişiselliği ile sosyalizm koşullarında verinin kişiselliği tanımlarının birbirinden farklı olabileceği görüşündeyim. Nasıl ki daha kolektif üretim ve yaşam bilimleri kurguluyorsak, bu yeni ve kolektif hayatta daha farklı gizlilik ilkeleri işleyecektir diye düşünüyor, bilişim dünyasındaki güncel tartışmalara sosyalist perspektifle dâhil olmayı önemli buluyorum.

Yazarların Yanıtı

Çalışmada amacımız, çokça yapılan kapitalizm eleştirisi yerine, günümüz teknolojilerinin sosyalizmi kurarken planlama sürecinde olası işlevlerine dair bir öngörüde bulunmaktı. Türkiye’yle ilgili örneklere bu nedenle çalışmamızda yer veremedik.

Hem bu amaca odaklandığımız hem de komisyonun başka üyelerinin bu alanda çalışmalar yürüttüğünü bildiğimiz için Sovyet deneyimini oldukça kısa tuttuk. Katkılarınız o çalışmalara ışık tutacaktır.

Metinde biraz daha netleştirmeye çalıştığımız gibi aslında öngörülerimiz daha çok sosyalizmin kuruluş dönemine dair. Bu açıdan kişisel veri ve bugün ancak bir kısmını öngörebileceğimiz olası sorunlar ve tartışma başlıklarının sosyalizmin inşası sürecinde, günün koşullarına göre ele alınarak değerlendirilmesi gerekecektir. Çalışmanın ana kapsamının parçası olmadığı için, metnin ilgili bölümünün sonuna, sorunları çözüm yollarımıza dair ipuçlarını yalnızca not etmekle yetinmiştik.


  1. Bilişim bilimi, bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla, düzenli ve ussal biçimde işlenmesi bilimidir.
  2. Sibernetik ya da güdüm bilimi; makineler, canlılar ve toplumlar gibi karmaşık sistemlerde kontrol ve iletişim süreçlerini matematiksel modeller ve bilgisayar simülasyonlarıyla inceleyen bilim dalıdır.
  3. Elektronik para bitcoin değildir. Bitcoin ve benzerleri teknik altyapı olarak çok güçlü ve kırılamaz sistemlerdir. Ancak merkezi bir otorite tarafından desteklenmemektedir. Bu sebeple değeri sistemdeki katılımcıların davranışlarına ve devletlerin tutumlarına göre değişir. Parasal değeri üretim karşılığında elde edilen bir değerle eşleştirilemez, spekülatiftir. Bu sebeple zaman içinde tümüyle yok olması da olasıdır. Katılımcılarını denetleyen veya koruyan yasal bir dayanak yoktur. Kullanıcıları anonimdir ve para transferlerinin kim tarafından niye yapıldığını izlemek büyük oranda mümkün değildir. Ancak Bitcoin türevlerinin herhangi bir ülkenin para birimine çevrilmesi anonim olarak yapılamaz.