Sunuş

Zor Günlerde Bilim ve Aydınlanma


Madde, Diyalektik ve Toplum’un üçüncü cildinin ikinci sayısının hazırlıkları yaşam tarzının dramatik şekilde değişmesine ve düzenin bütün bozukluklarının çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmasına neden olan COVID-19 pandemisine denk geldi. Sayıların planını aylar öncesinde yaparken tabii ki bir pandemi öngörmemiştik.

Ancak Bilim ve Aydınlanma Akademisi salgının ortaya çıkışını çok hızlı bir şekilde karşıladı. 29 Ocak’ta ilk raporumuz yayınlandı, bu ilk raporu pandemiyi değişik yönleri ile ele alan dört rapor daha izledi. Ayrıca Bilim Kurulu ile ilgili iki bildiri yayınladık. Bu gelişmeleri ve çalışmaları, derginin bu sayısında Iraz Akış bir görüş yazısı olarak sizler için derledi. Salgınla ilgili yazılara ve görüşlere yer vermeye devam edeceğiz ancak süreç hızla değişebildiği için raporlarımıza, açıklamalarımızı takip etmenizi de önereceğiz.

Bu sayıda iki dosyamız var.

Bunların ilki, Einstein’ın diyalektik materyalizme katkısı üzerine.

Albert Einstein’ın Görelilik Kuramı kadar yanlış yorumlanmış bir kuram olamaz. Bu dosya ile Görelilik Kuramı’nın idealist bir sapmaya değil, zaman ve mekânın maddeden kopartılamayacak nesnelliğine işaret ettiğini irdeliyoruz. Hasan Karabıyık dosyanın ilk yazısında post-modernizmle hesaplaştı ve Einstein’ın materyalizme olan katkısını anlattı. Mehmet Ali Olpak ise Görelilik Kuramı’nı bilim tarihi ile ilişkilendirerek açıkladı.

Einstein Batılı birçok bilim insanının aksine Sovyetler Birliği ve kurulmakta olan sosyalizme olumlu bakmış ve bazı siyasi pratiklerin içinde bulunmuştu. Kıvanç İbrahim Ünlütürk Einstein’ın politik yanını ve Sovyetler Birliği ile ilişkisini derledi.

Bu sayının kitap tanıtımı da Einstein dosyasının içinde bulunuyor. Alp Öztarhan, Sovyet felsefeci Dimitri Prokhoroviç Gribanov’un 1983 yılında basılan Albert Einstein’ın Felsefi Görüşleri ve Görelilik Kuramı adlı kitabını tanıttı.

Bu sayının ikinci dosyası ise Primatolojide insan evriminin izleri” adını taşıyor.

Dosyada bu alandaki son bilimsel gelişmeler tartışmaya açılıyor, primatoloji alanında çalışan bilim emekçilerinin idealizmlerine müdahale ediliyor. Dosya içinde Erhan Nalçacı primatlarda sosyalliğin bir biyolojik kategori olarak çıktığını ama daha sonra nasıl nitelikçe farklı olan toplumsal harekete dönüştüğünü irdeledi. Zelal Özgür Durmuş ise şempanze ve bonobolardaki sosyal örüntüyü ve alet kullanımını derledi. Primatolojinin öncülerinden Jane Goodall’ın yaşam öyküsü ve çalışmaları ise Çağıl Şayeste İnal ve Erhan Nalçacı tarafından gözden geçirildi.

Dosyalar dışında ise bu sayıda iki önemli yazıya yer veriyoruz.

Ruhan Alpaydın Batı Müziği’nin Yakın Doğu Kökleri yazısında Avrupa merkezci görüşlere karşı müziğin Asyalı ve Afrikalı kökenlerine ilişkin bir makale kaleme aldı.  

Eda Mermi ise Kara Kutu İle Yüzleşme Vakti başlıklı görüş yazısında Soner Yalçın’ın kitabına polemik açtı. Yazısında ilaç tekellerine karşı mücadele ile bilimsel kazanımlara sahip çıkmanın birlikteliğini anlattı.  

Bu sayının söyleşisini ise Mehmet Aslan, ABD’de Utah Üniversitesi’nde iktisat profesörü olan Minqi Li ile gerçekleştirdi. Minqi Li’yi daha önce Yazılama Yayınevi’nden çıkan Çin ve 21. Yüzyıl Krizi kitabından tanıyoruz. Söyleşide kitabındaki görüşleri açan Li, 21. yüzyılın ortalarına kadar sosyalist bir dünyanın kurulabileceğini iddia ediyor.

Söyleşileri tarihe tanıklık etmek ve günümüzde bilim emekçilerinin siyasetle bağını ortaya koymak için yapıyoruz. Minqi Li’nin de günümüzde özgün bir yeri var, ancak bütün görüşlerine katılmadığımızı söylemeye gerek yok. Özellikle, Wallersteincı görüşleri eleştiriyoruz, fakat günümüz biliminde polemik açılacak o kadar çok konu var ki yetişmekte güçlük çekiyoruz.

Öte yandan umut doluyuz. İnsanın ve üretici güçlerin gelişiminin uzun bir tarihi var. İnişler çıkışlar, büyük mücadeleler, önemli atılımlar ve tabii ki salgınlarla da dolu. Ama üretici güçler hep daha iyiye doğru gelişim gösterdi ve gösterecek. COVID-19 salgını da, salgının emekçilere büyük yıkım getirmesine neden olan kapitalizm de geride kalacak. Bu nedenle, sayının kapağına o uzun yolculuğumuzu taşımak istedik. Evet, o eller o günlerden bu günlere uzanıyorlar ve biliyoruz, bir araya geldiklerinde tüm zorlukları aşıyorlar.  

Bütün okurlarımıza bu zor günlerde keyifli bir okuma diliyoruz.

Madde, Diyalektik ve Toplum Yayın Kurulu